Üttür, Üttür Havamız Olsun!

Anlamı; “Hem acıklı hem de güldürücü özelliği olan”

***

Cumhur ve Millet ittifakı arasındaki kanlı meydan savaşını izliyoruz... İkisinin de argümanları; MİLLET...

İkisi de birbirine MİLLET adına vuruyor... Millette kendisi için kavga eden herifleri (!) izleyen genç bir kız edasında ürkekçe seyrediyor...

İçinden kimi tutuyor?

Nihayetinde sandıkta belli olacak...

**

Ortaya saçılanlar ise çabası...

Yiyen, içen, satan, alan, kaçan...

Gizlimiz saklımız kalmadı...

İfşalar, tanıklar, Gonya tabiriyle “Yiminler, billahlar” arş-ı Âlâyı sardı…

Dağdan taştan ses geliyor, savcılardan hakimlerden “tık” yok…

En azından hangisi doğru hangisi yalan o da belli değil…

***

Yeni Mahalle ve Doğanlar’da eskiden kavgalar hayli renkli geçerdi...

Kavga başlayınca iki tarafta elinde olanları kapının önüne sıralamaya başlar... Tüm ailevi sırlar, kazançlar, kayıplar, fiziksel özellikler, kişisel performanslar karşı tarafa övünmek, zarar vermek adına mahalleye ifşa edilir...

Arada da kendi kendilerini gammazlayarak; “Benim ki şunu çaldı, seninki göster hadi neyi çaldı?” diye bambaşka kriminal bir boyuta evrilirdi…

Küçük bir nedenden başlar, büyüdükçe alevlenir ve renklenir... Daha sonra, taşa, sopaya ve hatta bıçağa silaha döner...

Sonra başladığı gibi sessizce bitiverir...

Tabi eskidendi bunlar…

***

Gündeme ve yaşananlara bakınca, diğer ülkelerden utanılacak duruma düşüyoruz zaman zaman… Maşallah (!) siyaset sayesinde ülkenin ne gizlisi kaldı ne kapaklısı…Ülke şimdilerde renkli ve alevli kısmını yaşıyor kavganın...

Allah esirgesin kamplaşma, siyasi körlük, katı particilik bıçağa ve silaha her gün bir adım daha yaklaştırıyor toplumu… Toplum barut fıçısı gibi…

Siyaset kurumu topluma “Ya benimsin ya toprak” bakış açısıyla yaklaşıyor…

Onun değilsen; ya “hain”sin ya da “yalaka”…

O yüzden yapılan kamuoyu araştırmalarında “kararsızların rakamları” çığ gibi büyüyor. Sandık ile yüz yüze gelmeden kanaat belirtmiyor, etiketlenmemeye çalışıyor insanlar…

***

Siyasetin dili maalesef son dönem itici ve kamplaşmaya yönelik nefret dilini kullanıyor…

Milletin üzerinde bir güvensizlik, şüphecilik ve karamsarlık bulutu oturdu… Geleceğe dair umutlar cılız…

***

Çözüm odaklı, istişareye dayanan siyaset yerine “Bizden sonrası tufan” söylemini iktidar ve muhalefet saflarında görmek son derece üzücü…

- Şayet Bize vermezseniz “Allah belanızı verecek”- tavrı siyasetin satır aralarında çok net okunmaya başladı bile…

***

Trajikomik bir çingene dövüşü seyrediyoruz...

Tam ağlayacağımız yerde birden GÜLDÜRÜYORLAR, tam güleceğimiz yerde birden AĞLATIVERİYORLAR...

***

“Amma götürmüşler yuh yahu” derken “Ayıp kardeşim bu kadar bilginin üstüne bunca yıl niye yattın bu kadar da kuyruklu yalan olmaz.. ” deyiveriyoruz...

Kafalar karışık…

Bir fıkra ile bitirelim...

Roman Mahallesi'nde kavga çıkar bir kişi bıçaklanır...

Ambulans çağırırlar…

Hasta yakınlarından biri ambulans şoförünün yanına gelir ve kulağına eğilerek;

"Sirenleri aç abe az üttür, üttüürr de avamız olsun be yaa" der…

***

İktidar ve muhalefet halk adına bizim daha iyi yaşamamız için adeta birbirini öttürürken(!) uluslararası kamuoyunda acayip havamız (!) oluyor…

Ekonomik olarak ülkece ambulanstayız hastaneye yetişip yetişmeyeceğimizin hala belli değil ama birileri sirenleri ötürme marifetiyle mahalleye hava atmaya devam ediyor…

Allah encamımızı hayreylesin

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kerem İşkan Arşivi