“Bedava çalıştırmak...” diye bir deyim var…

Aslında;

“Ne Arabın yüzü ne Şam’ın şekeri...” modunda yürüyen bir ilişkileri var… Ama bir türlü ne yapıp edip yakayı kurtaramıyorlar…

Çünkü zihinlerde alternatif oluşturuyorlar…

Şu dönemde en tehlikeli(!) oluşum… Terör örgütlerinden(!) bile tehlikeli…

Alternatif oluşturmak…

***

Oluşturdukları filan da yok aslında…

Çoğu yapılana edilene kayıtsız kalamamış, onca yanlışa karşı sitemli yorgun, yılgın tam köşeye çekiliyorlar;

“Buyurun kardeşim sahne sizin, bundan sonra bizim elimiz kolumuz kalkmaz bu işlere. Biraz da gölge de biz oturalım” diye azcıkta kahırlı söylediler mi?

Biri hemen düğmeye basıyor, tekmili birden başlıyor veryansın;

“İngiliz ajanları...”

“Fetöcü mü lan bunlar...?” (Siyasette FETÖ’nün madik atmadığı kaldı sanki…)

“SİZ DE Mİ Parti kuracaksınız...”

“Vurun hainlere...”

***

Onlarda gönüllü, gönülsüz her seferinden köşelerinden çıkarak, bir türlü inandıramadıkları “biatlerini” canlı yayınlarda ha bire yenileyip duruyorlar…

“Bıraktık biz o işleri…(Siyaset)”

“Kur’an çarpsın parti filan kurmuyoruz…”

“Yav bi sürü yanlışlar var, hala yanlışta ısrar ediyorsunuz”

***

Fitnede linç edilmeme haleti ruhiyesiyle, yanlış anlaşılma korkusuyla belki de göreveyken çalışmadıkları kadar çalışıyorlar fukaralar…

“Aman laf üremesin...” endişesi hâkim hepsinde…

Bu anlamda elleri kolları bağlı…

Siyasal ve toplumsal baskı altında bunalmış halde birçoğu…

***

Dünün en büyüklerine bugün “Stajyer...” muamelesi çekiliyor… Cam bir fanusun içindeler…

Başkalarının yönetimsel hatalarının körüklediği, her krizde ücretsiz stajyer gibi çalıştırılıyorlar…

***

İki seçenekleri var;

Ya stajyer gibi koşturacaklar…

Ya da hain kadrosunda anılacaklar…

Bugünün hainler(!) davayı satanlar(!) diye kolayca damgaladığımız beşerî sermayemizi, ilerleyen zaman içinde “Keşke yıpratmasaydık bak şimdi nasıl lazım oldu mübarek” diye anacak mıyız?

Yazık…