Girişimci iş insanı Müjdat Özpak, Konya Kızılören’de “Greenworld Yeşil Dünya Av ve Doğa Sporları Merkezi” ismiyle özel avlak işletmeciliği yapıyor.
Greenworld Camp’ın hikayesini Konya Gündem’e anlatan işletmeci Özpak, “Çocukluğumdan bu yana avcılığa çok meraklıyım. Aynı zamanda kızım da milli atıcıdır. Yaptığı spor sayesinde dünyanın yarısını gezme imkanı bulduk. Türkiye dışında hiçbir ülkede vahşi avcılık kalmadı. Belirli bir ücret karşılığında Türk avcıları limitsiz av yapıyor. Afrika’da bile insanlar açlıktan ölmesine rağmen sınırsız avcılık yapamıyor. Dünyanın dört bir yanında yabani hayvanların şehir merkezlerinde bile cirit attığını görmekteyiz. Ben av yaparken, artık avlanacak hayvan bulamadığım için bir karar aldım ve bu işin sürdürülebilir olması adına bir yola çıktım. Buraya avcı gelir, sülününü kekliğini satın alır ve avlarıyla birlikte doğaya çıkar. Avlayabildiğini avlar, avlayamadıkları ise doğaya kalır. Sürdürülebilir avcılık budur. Bizim bizden sonraki nesiller için yaptığımız en büyük katkı budur. Bunu yapmazsak gelecek nesiller bu av hayvanlarının sadece fotoğrafını görür. Allah’a şükür başarılı da olduk. Kendi bölgemizde bazı hayvanların üremesine, doğaya yayılmasına hatta sınırın da dışına çıkmasına katkımız oldu. Konya’dan piknik ve kampçılar gelmeye başladı. Avcılarla ilgili biraz daha zamana ihtiyacımız var. Bu bir kültürdür. 4. yılımızı doldurduk ve beşinci yıla döndük. Türkiye’nin dört bir yanından dostlarımız geliyor. Önümüzdeki yıllarda daha çok yaygınlaşacak” dedi.
HER MEVSİM FAAL BİR KAMP MERKEZİ
Kampla ilgili bilgi de veren Özpak, “Burada av, doğa sporları, ATV turları, atış poligonu, tek kurşun atış poligonu, trap atışları hatta 6 tane de kıl çadırımız var. Gece konaklama imkanı da var. Uzun yaz günlerinde kamp ateşi yakıp keyifli bir akşam ve gece geçirmek isteyenlere ideal ortam sunuyoruz. Kamp alanımız dört mevsim faaldir. Her mevsimin kendine has güzelliği var. Kışın karlı havalarda kızak kayıyor, Eski Mo evi yapıyoruz. Yazın kamp ateşi yakarken, ara mevsimlerde doğa yürüyüşü, çiçek ve mantar toplama etkinlikleri yapıyor, mangal ve semaver ile stres atıyoruz. Misafirlerimiz arzu ederse kendi yiyeceklerini yanlarında getirip kendi kamplarını kuruyorlar, isterlerse de yan taraftaki restorandan yemek temin edebiliyorlar. Tabiat ile iç içe kamp alanımızda hayvanlarımız da var. İşimizin gereği olarak keklik ve sülün üretimi yapıyoruz. Bunun yanı sıra doğada serbest dolaşan kaz ve tavuklarımız var. Bunlara kesinlikle yem vermiyoruz. Sadece kışın belli dönemlerinde yiyecek desteği sağlıyoruz. 365 günün 330 gününü doğada, ormanın içerisinde ne buluyorlarsa onunla beslenirler. Kaz ve tavukların bir kısmını misafirlerimizle birlikte biz tüketiyoruz. Bir kısmını da ‘Enişte’ diye tabir ettiğimiz tilkiler yiyor. Elbette bu onlardın da hakkı. Yine tabiatın içerisine tamamen doğal bahçe yaptık. Kendi koyun ve kuzularımızın gübreleriyle organik olarak burada sebze yetiştiriyoruz. Aynı zamanda sülün de çok önemli bir hayvandır. İngiltere’de kralların yemeği olarak geçer. Rusya’da hamile kadınlara sülün reçete edilir. Rusya’da ilaç niyetine kullanılıyor. Böyle bir nimete Türkiye’deki insanlar ulaşamıyordu, 4 yıldır biz varız. Hamile kadınlarda çocuk beyin ve kas gelişimi için tıbben tavsiye edilmiş özel bir reçetedir. Bu bakımdan sülün çok önemli bir nimettir” diye konuştu.
AVCILAR, DOĞAYA KATKIDA BULUNMALI
Son olarak avcılara da seslenen Özpak, şöyle konuştu: “Ben avcıları aynı zamanda doğa severler olarak nitelendiriyorum. Avcılardan isteğimiz mevsim harici av yapmasınlar ve doğada çöp bırakmasınlar. Yeşil alanda ateş yakmasınlar. Ayrıca bu av hayvanları sadece onların değil, bu hayvanlar tüm Türkiye’nin mülkiyetindedir. Hızlı tüketip limitler dışına çıkılmasın.”
Konya Gündem