Sağlık Bakanlığı'nda 'Sağlık Muhabirliği Eğitim Programı' gerçekleştirildi.
'SAĞLIK OBJEKTİF OLMAYI GEREKTİREN BİR HUSUS'
Bakan Memişoğlu, sağlık muhabirlerinin de doktorlar gibi sağlıkçı olduğunu belirterek, "Esasında sağlığın işleyişi de dahil, insanların sorunları ve ihtiyaçları da dahil ve dertleri de dahil en çok vakıf olanlardan bir grupsunuz. Sonuçta hekimlik de başta olmak üzere bütün sağlık çalışanlarının amacı, dertli insanlara derman olmaktır. Sizler de bu insanların dertlerine nasıl çare bulunacağını önceleyen bir meslek grubusunuz. Sağlık; objektif olmayı, doğru olmayı ve insanları sağlıkla ilgili en küçük bir yanlış bilgilendirmemeyi gerektiren bir husus. O nedenle iyi niyetli olsa dahi bir hata kaldırmayan ve direkt insanın sağlığıyla ilişkili bir mesleği yapıyoruz" diye konuştu.
'RANDEVU BEKLEME ORANLARIMIZI YÜZDE 60 AZALTTIK'
Memişoğlu, aile hekimliğinin en önemli sağlık hizmet ayağı olduğunu vurgulayarak, "Mevzuat anlamında şunu yaptık; aile hekimliklerine kendi nüfuslarına ait sağlık sorumluluğunu taşıma zorunluluğunu getirdik. Bunları maaş olarak da kesmedik. Eğer kendi nüfusu bir önceki döneme göre daha az hastalanırsa, daha az ilaç ihtiyacı duyarsa, ona ilave bir teşvik ödemesi yaptık. Şu anda gerçekten 1,5 milyon insanımızın kronik hastalığını aile hekimleri sayesinde teşhis ettik ve daha hastalık ilerlemeden bunları kontrol edip, takip eder hale getirdik. Daha da güçlendirmek için birçok yatırım, birçok altyapı planlamasını 2025 yılında yaptık. Daha da yapmaya devam edeceğiz. Sağlıklı Hayat Merkezlerini özellikle ön plana çıkarmaya çalışıyoruz. Türkiye'de şu anda 300'e yakın Sağlıklı Hayat Merkezi var. Diyetisyeninden fizyoterapistine, diş hekiminden sosyoloğuna, çocuk gelişimcisine kadar orada bütün insanlara hizmet veriyor ve tamamen ücretsiz. Kanser taramaları; meme kanserinden rahim kanserine, bağırsak kanserine kadar hepsi ücretsiz taranabilir halde altyapımızda. Esasında baktığımız zaman, bunları aynı zamanda da hastanelerimizle eşleştiriyoruz. Bugün aile hekimliğine gittiğiniz zaman gerçekten hastalıkla ilgili bir ihtiyacınız varsa, ikinci ve üçüncü basamağa, kendi nüfusuna göre hastaneden randevu alır hale getirmiş durumdayız. Ve bunların birbiriyle haberleşmesini de artık sağlama aşamasındayız. Şunu bilin ki öncelikli hedefimiz, koruyucu hekimlik. Randevu bekleme oranlarımızı yüzde 60 oranında azaltmış durumdayız" dedi.
'EN BÜYÜK ÇALIŞMALARIMIZDAN BİRİ ÖDEME SİSTEMLERİYLE İLGİLİ'
Özel sektör hastaneleriyle ilgili bir mevzuat değişikliği yaptıklarını belirten Memişoğlu, "Ayaktan teşhis tedavi mevzuatımızı revize ediyoruz. Sağlık meslek mensuplarının tanımlaması yaklaşık 12 yıl önce yapılmıştı. Onların da özel olarak nasıl çalışacağına ilişkin bir mevzuat çalışması yapıyoruz. Fizyoterapistler olsun, diyetisyenler olsun, psikologlar olsun özel olarak nasıl sağlık hizmeti vereceği konusunda da bir mevzuatsal çalışma içindeyiz. Esas en büyük çalışmalarımızdan bir tanesi, inşallah ödeme sistemleriyle ilgili de hep beraber Hazine ve Maliye Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bir çalışma içinde olacağız. Bunun yanında da esasında sahada hizmet sunan, gerçekten bu işi özveriyle yapan bilim insanları ve sağlık çalışanlarıyla beraber onların önerilerini alacak, aynı zamanda fikirlerini değerlendirip, mevzuata ekleyecek bilimsel komisyonlarımızla, komitelerimizle sağlıkta daha da iyi hizmet sunabilir hale gelmeye çalışıyoruz. Benim aile hekimliği ve koruyucu hekimlikle beraber en büyük hedeflerimden bir tanesi, daha doğrusu ekibimizin hedeflerinden birisi 'Üreten Sağlık' ve bununla ilgili de 'TÜSEB' dediğimiz Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı'nı kaldıraç olarak kullanmak istiyoruz" diye konuştu.