Gökyüzüne baktığımda, yalnızca yıldızları görmüyorum.
Orada Allah’ın kudretini, ilmini, sonsuz düzenini seyrediyorum.
Bana göre gökyüzü bir manzara değil; Allah’ın kudretini gösteren canlı bir kitap.
Her yıldız bir ayet gibi duruyor karşımızda; düşünmemiz, anlamamız, teslim olmamız için…
Astroloji de bu işaretleri anlamaya çalışan kadim bir ilim.
Tarih boyunca İslam dünyasında da yer bulmuş; bazı medreselerde “ferzâiye”, “kozmoloji” ve “astronomi” gibi derslerle birlikte okutulmuş.
Elbette yıldızların ya da gezegenlerin kendi başına bir gücü yok.
Kudret yalnızca Allah’a aittir.
Onlar, O’nun yaratışındaki mükemmel düzeni yansıtan semboller sadece.
Ama insanoğlu, anlam arayan bir varlık.
Bu yüzden gökyüzüne, nefesine, kalbine, sessizliğine bakıyor.
İşte bu bakış, ruhun farkındalığını artırıyor.
Gelin şimdi bu çağda sıkça duyduğumuz bazı spiritüel yöntemlere kısaca bakalım.
Nefes — İlahi Emanet
Bilinçli nefes teknikleri, bedeni ve zihni sakinleştiriyor.
Nefes alıp verirken farkında olmak, aslında içimize üflenen o ilahi emaneti hatırlamak.
Kur’an’da Allah’ın Hz. Âdem’e “ruhundan üflediği” (Sad, 38/72) hatırlatılır.
Demek ki her nefes, bize Rabbimizin varlığını fısıldıyor.
Bu yüzden nefes sadece biyolojik bir eylem değil.
Ritüeller :Niyetin Temiz Kalsın
Ay döngüleri, mevsim geçişleri, yenilenme törenleri…
Birçok modern ritüel aslında eski pagan ve doğu mistik kültürlerinden geliyor.
Ama bence mesele şekil değil, niyet.
Ritüel, insanı Allah’a yaklaştırıyorsa güzeldir;
ama sembollerle güç arayışına dönüyorsa dikkat etmek gerekir.
Gerçek niyet her zaman arınmak, sabır kazanmak ve kalbi yumuşatmak olmalı.
Meditasyon :Sessizliğin İçindeki Zikir
Meditasyon Hindistan ve Çin kökenlidir, anlamı “derin dönüşüm.”
Bizdeki karşılığına en yakın kavram “tefekkür”dür.
Zihni susturmak, kalbi dinlemek, hem gökyüzündeki hem içimizdeki ayetleri seyretmektir.
Bu sessizlik, huzurun ve kulluğun kapısını aralar.
Yoga, meditasyon ve mindfulness gibi modern pratikler, bedeni güçlendirip zihni yatıştırabilir.
Ama Müslüman biri için asıl amaç, Allah’a yönelen kalbin dinginliğidir amaç sadece anda kalmak değil, O’nun huzurunda kalmakta önemlidir.
Numeroloji :Sayıların Dili mi, Sınavı mı?
Numeroloji, kökeni Antik Mısır ve Yahudi Kabala geleneğine dayanan bir sistem.
İsimler ve doğum tarihleri üzerinden karakter analizi yapılır.
Ancak İslam’da gaybı bilme iddiası yoktur.
Bu yüzden numerolojiye bel bağlamamak gerekir.
Sayılar bir sembol olabilir ama kaderin anahtarı sadece Allah’ın elindedir.
Human Design :Modern Dönüşüm Arayışı
I Ching (Değişimler Kitabı) felsefesi ile kuantum fiziğinin birleşiminden doğan modern bir sistem.
Kişinin enerji haritasını çıkararak, nasıl karar alması gerektiğini ve ilişkilerdeki dinamiğini anlatır.
Felsefi açıdan ilginçtir, ama unutulmamalı:
Yaratılışın haritası, Rabbimizin ilmindedir; biz sadece yansımalarını görürüz.
ASTROLOJİ ;Gökyüzünün Dilini Kalpte Okumak
Astroloji benim için ayrı bir dünya.
Çünkü o, hem bilimsel gözlem hem de ruhsal derinlik barındırır.
Gökyüzüyle insanın kalbi arasında bir köprü gibidir.
Yıldızlar, gezegenler, burçlar… Hepsi insanın yaratılışındaki dengeyi ve potansiyeli simgeler.
Astroloji, ruhun şifalanmasına, farkındalığın artmasına ve ilahi düzenin kavranmasına yardım eder.
İnsanı “evrenin küçük bir yansıması” olarak görür ve gökyüzündeki düzeni kalbin aynasında okumayı öğretir.
Bu yüzden onu diğer spiritüel yollardan farklı buluyorum.
Çünkü astroloji, hem akla hem kalbe hitap eder.
Kökü kadimdir, ama amacı modern insana hâlâ aynı şeyi söyler:
“Yukarıya bak ama anlamı kalbinde bul.”