Geçinememe algısı değil, geçinememe gerçeği!..

Son günlerde en çok merak edilen konu asgari ücret artışının ne kadar olacağı. Her yıl olduğu gibi bu yıl da, kamuoyu asgari ücret tespit komisyonunun toplantısına kilitlendi.

Son günlerde en çok merak edi­len konu asgari ücret artışı­nın ne kadar olacağı. Her yıl olduğu gibi bu yıl da, kamuoyu asgari ücret tespit ko­misyonunun toplantısına kilitlen­di. Bu ilginin üç önemli nedeni var. Birincisi, as­gari ücret artış oranı ülkedeki tüm ücretli çalışanlarının ücret talep­leri için bir referans değer oluş­turması. Bu yüzden komisyon üyelerinin tamamı asgari ücretin üstünde ücretlerle çalışıyor olmasına rağmen, böyle bir tespit komisyonunda bir işçi sendikasının bulunmaması önemlidir.

İkincisi, ülkemizde ücret geli­ri elde edenlerin yüzde 50’sin­den fazlasının asgari ücret ve ci­varındaki ücret seviyelerinde ge­lir elde etmesidir. Dünyadaki diğer örnek­lere bakıldığında bizdeki oran ol­dukça yüksektir. Bu yüzden, ülke­mizde asgari ücret ortalama ücret olarak algılanmaktadır.

Üçüncüsü ise bu sene gıda ve kira fiyatlarının önlenemeyen ar­tışı nedeniyle açlık sınırının as­gari ücret seviyesinin çok üstü­ne çıkması ve asgari ücreti açlık sınırının üstüne taşıyacak olan herhangi bir artışın ekonomi yö­netiminin 2026 yılı enflasyon he­deflerinin çok üzerinde olması­dır. Böyle bir oranda karar kılın­ması aynı zamanda gelecek yılın beklenen enflasyonu bakımından da önemli bir ipucu verecektir.

Ağırlıklı ola­rak ekonomi yönetiminin inisi­yatifinde olan bu süreçte asgari ücret artış oranını belirleyen her zaman iktidar olmuş, başta sendi­kalar olmak üzere komisyon üye­leri iktidarın belirlediği oranlara onay vermiştir.

Dolayısıyla görev alanını sade­ce asgari ücret artış oranını belir­lemeyle sınırlı tutmuş olan bu ko­misyonun pratikte bir önemi kal­mamıştır.

Çünkü Türkiye’de asgari ücret artık yalnızca bir ücret değildir; sosyal politika­nın, gelir dağılımının ve hayat pahalılığıyla mücadelenin yü­künü taşıyan bir araca dönüş­müş durumdadır.

Asgari ücretlinin gerçeği: Geçinememe algısı değil, geçinememe gerçeğidir. 1 Ocak 2025 itibarıyla yüzde 30 artışla 22.104 TL olarak be­lirlenen asgari ücret, rakamsal olarak artmış görünse de; kira, gıda, ulaşım ve enerji fiyatları karşısında hızla erimektedir.

Bu nedenle bugün asgari üc­retle çalışan milyonlarca ki­şinin “geçinemiyoruz” itirazı bir algı değil, yaşanan bir hayat gerçeğidir. Burada sorun, asga­ri ücretlinin yüksek ücret talep etmesi değildir. Sorun, asga­ri ücretin tek başına bir geçim politikasına dönüştürülmüş ol­masıdır.

SGK verilerine göre Türki­ye’de ortalama ücret yaklaşık 30.000 TL seviyesindedir. As­gari ücret ise 22.104 TL’dir. Aradaki fark hızla kapanmak­tadır.

Asgari ücret, ortalama ücre­tin yaklaşık %74’üne ulaşmış­tır. Bu tablo, asgari ücretlinin kazandığını değil; ücret siste­minin dengesini kaybettiğini göstermektedir.

Türkiye’de asgari ücretlinin yükü ağır çünkü:

Dolaylı vergiler yüksektir,

Kira piyasası kontrolsüz­dür,

Gıda ve enerji fiyatları ön­görülemezdir,

Sosyal destekler yetersiz­dir.

Bu alanlarda çözüm üretil­mediğinde, geçim yükü doğ­rudan asgari ücretin üzerine bindirilir. Ardından da asgari ücret artışı; enflasyonun, mali­yetlerin ya da işsizliğin sebebi gibi tartışılır.

Bu yaklaşım hem eksik hem de adil değildir.

Asgari ücret komisyonu toplanmaya devam ediyor. TÜRK-İŞ komisyonda olsun ya da olmasın her ne kadar işçileri temsil edilmemesi önemli olsa da son sözü söyleyecek olan komisyonun belirlediği rakamın üstüne Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söyleyeceği söz önem taşıyor.

Alınacak kararlar her ne olursa olsun, belirlenecek rakamın halkın adil olarak yaşaması ve hayat standardının sağlamasıdır. Açlık sınırının altında yaşayan nüfusun yoğunluğu, açıklanacak rakamın ne denli önemli olduğunun göstergesidir. Elbette açıklanacak rakamı bekleyen başkaları da var. Onlar dört gözle satış yaptıkları mallara ne kadar zam yapsak diye çoktan düşünmeye başladılar bile… hep söylediğimiz enflasyon sadece ülke ekonomisi üzerinde değil, aynı zamanda toplum ahlakını çökerten kocaman bir çıbandır. Ne zaman ki gelir de adil dağılım sağlanır ve yaşam standardında bir dengeye gelinir o zaman enflasyonu bu kadar çok konuşur olmayacağız.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Köşe Yazıları Haberleri