Bugün sizlere çürük tedavisi ile ilgili bilgi vereceğim…
Diş sert dokularının madde kaybı ile birlikte ilerleyen hastalığına çürük denir. Diş sert dokularında kaybolan maddeyi yerine koyacak bir yenileme ya da tamir olayı olmaz. Yani çürükte madde kaybının dokularca tamir olanağı yoktur. Ayrıca çürük boşluğu çürütücü etkenlerin yerleşmesi, gelişmesi ve korunması için bir barınak teşkil eder. Bu nedenle çürük tedavisinde başlıca iki çaba vardır: Çürütücü etkenlerin barınağını ortadan kaldırmak ve dişteki madde kaybını birtakım dolgu malzemeleri ile gidererek tekrar iş görür hale getirmek… Eğer elimizde çürüyerek kaybolan diş dokularını fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerine sahip ve tedavi edilecek dişe mükemmel bir şekilde yapışıp kaynaşabilecek bir dolgu maddesi bulunsaydı çürüğü temizlemek ve doldurmak basit bir işlem olurdu. Ancak bugün bu özelliklerin tümüne sahip bir dolgu maddesi olmadığı için, ön dişlerde estetiği arka dişlerde de dayanıklılığı sağlayan çok çeşitli dolgu maddeleri kullanılmaktadır. Bu maddelerin değişik özellikleri nedeniyle dolgu yapma tekniklerinde en uygun şekil ve yöntem dişten dişe değişmektedir.
Çinko içerikli genelde geçici amaçla kullanılan maddeler.
Kalsiyum içeren dişi iyileştirici özelliğe sahip maddeler.
Gümüş, kalay, çinko, altın içeren dayanıklı maddeler.
Cam, alüminyum, fosfat ve yapay reçinelerin bir karışımı olan estetik amaçlı kullanılan maddeler.
Alüminyum silikat cam partiküllerinden oluşan çok çeşitli amaçlar ile kullanılan maddeler.
Ağız dışında hazırlanıp dişe yapıştırılan (bonding) blok malzemeler.
Dişin pulpa tabakasının (sinir-damar ağı) mikroorganizmalarca işgali sonucu canlılığını kaybettiği bazı durumlarda içerdiği protein, karbonhidrat ve yağların kimyasal olaylar sonucu parçalanmasıdır. Çürüğe meyilli dişlere sahip bireylerin daha çocuk yaşlardayken ilk çıkan daimi dişlerinde bile aşırı çürük sonucu pulpa gangrenine rastlanabiliyor. Ani darbelerle dişin kırıldığı durumlarda olabildiği gibi sürekli ve yavaş yavaş etki yapan yüksek dolgular, sızıntılar, sinire ulaşan çürükler de dişin ölümüne sebep olabilir. Dişi canlı olarak ağızda tutmak için artık çok geçtir. Yapılacak tedavi şekli dişin ortasındaki bozulmuş yapıların temizlenmesidir (kanal tedavisi). en son çare ise ne yazık ki çekimdir. Doğal diş vücudumuzun bir parçası olup, fonksiyon ve estetik olarak belli bir bütünlük içindedir. Yapay diş ise, diş organını taklit eder. Hiçbir zaman doğal dişin yerini tutamaz. Ancak doğal dişlerin çeşitli sebeplerle kaybedilmeleri ve fonksiyonlarını yerine getiremez oldukları durumlarda yapay dişler doğal dişlere alternatif olabilmektedir. Kısaca, doğal dişlerle yapay dişler arasındaki fark ne kadar az ise, yapay dişin o ölçüde başarılı olacağı söylenebilir.
KANAL TEDAVİSİ
İlerleyen diş çürüğünün dişin pulpa adını verdiğimiz canlı dokusuna inmesine karşılık bu canlı dokunun çıkartılmasına yönelik bir tedavi işlemidir. Kanal tedavisi, lokal anestezi şeklinde yapılan bir işlemdir. Bu yüzden herhangi bir şekilde acı vermez. Kanal tedavisini genel olarak açıklayacak olursak şunları söyleyebiliriz; pulpa dokusu çıkartılırken öncelikli olarak dişin şekillendirilmesi, yıkanması, kurulanması ve bunun akabinde kök kanallarının dezenfekten bir madde ile temizlendikten sonra kapatılması, doldurulması ve daha sonrasında üzerinin dolgu işlemiyle porselen kaplama ile kapatılması işlemidir. Pulpa dediğimiz canlı dokunun çıkartılması esnasında birçok farklı teknik kullanılmaktadır. Bunların başında el ile yapılan klasik yöntem ve modern endodontide kullanılan döner alet sistemli yöntem gelmektedir. Kanal tedavisi yapıldıktan sonra diş hem fonksiyonel olarak hem de estetik olarak görevini yapabilir duruma gelecektir. Kanal tedavisi ne tür dişlere uygulanır diye soracak olursanız sizlere şu cevapları verebiliriz; kanal tedavisi, çürüğü derin olan ve çoğunlukla ağrı veren dişlere uygulanan bir tedavi yöntemidir. Kanal tedavisi esnasında bir ağrı hissedilmediği gibi tedavi sonrasında herhangi bir ağrı oluşmaz. Kanal tedavisi uygulanan diş sağlıklı bir şekilde görevlerini yerine getirir. Kanal tedavisi, gerekirse ağız içindeki tüm dişlere uygulanabilir. Ön dişlere de, arka dişlere de, hatta yirmi yaş dişlerine dahi uygulanabilen bir yöntemdir. Kanal tedavisinin ardından diş hissiz bir hale gelir; zira dişte herhangi bir ağrı olmaz, sıcak-soğuk hassasiyeti hissedilmez. Bu durum bize kanal tedavisi uygulanan dişin daha sağlıklı ve işlevlerini yerine getirebilecek duruma geleceğini gösterir. Kanal tedavisi genelde tek seansta uygulanan bir işlemdir. Seans süresi diş köklerinin durumuna göre yarım saat ile bir saat arasında değişmektedir. Kanal tedavisi, genel olarak bir seansta uygulansa da enfeksiyon veya apse olma durumuna göre seans sayısı değişebilir. Eskiden yapılan kanal tedavilerinde pat denilen boyalı kanal içi malzemelerden
dolayı dişlerde sararma, grileşme, hatta kahverengileşme görülmekteydi; fakat şu an modern endodontide kullanılan yöntemlerde bu tür bir sorun oluşmamaktadır, diş rengi canlılığından hiçbir şey kaybetmemektedir. Diş rengini etkileyen eski yöntemlerde ise kanal içi beyazlatma yöntemi ile bu dişler orijinal rengine döndürülebilir. Kanal tedavisi uygulanan dişler sinirleri olmadığı için daha kırılgan bir hale gelmektedir. Buna karşılık bizim yapmamız gereken bu dişleri ya kaplama ile ya da güzel bir dolgu malzemesi ile güzel ve sızdırmaz bir şekilde kaplamaktır. Ayrıca bu dişlerle çok sert gıdalar yememek, çürümesine sebep olacak gıdalardan uzak durmak ve en geç altı ayda bir diş hekimi kontrolünden geçmek gerekir.
Normal şartlar altında, iyi bir uzman tarafından gerçekleştirilen kanal tedavisi dişte ağrıya sebebiyet vermez; ancak bazı sıra dışı durumlar vardır. Özellikle apseli, enfeksiyonlu dişlerde enfeksiyonun veya apsenin nüksetmesi durumunda ağrı, şişlik gibi rahatsızlıklar görülebilir. Bu tür durumlarda tedavinin birkaç seansta, enfeksiyon geçene kadar uygulanması düşünülür, ihtiyaç duyulursa kanal tedavisine ek olarak cerrahi yöntemlere de başvurulabilir. Eskiden kanal tedavisinde kullanılan bazı lokal anestezik maddelerden dolayı biraz acı hissediliyordu; ama şu an modern yöntemlerle yapılan kanal tedavisi kesinlikle herhangi bir şekilde ağrı hissedilmemektedir. Kanal tedavisinde lokal anestezi uygulandıktan sonra tedavinin uygulandığı dişin uyuşup uyuşmadığı kontrol edilir. Eğer hâlâ ağrı hissediliyorsa lokal anestezi tekrarlanır. Buna rağmen yine de ağrı devam ediyorsa öncelikle hastaya antibiyotik verilir, antibiyotikten sonra çok rahat bir şekilde tedavinin uygulanacağı diş uyuşturulur ve kanal tedavisine devam edilir.
Kanal tedavisi ne kadar süre ile etkilidir diye merak ediyorsanız şunları söyleyebiliriz; kanal tedavisi uygulanan bir diş çok uzun ömürlü olabilir. Yalnız bu noktada dikkat edilmesi gereken bir takım hususlar vardır. Kanal tedavisi uygulanan dişleri korumak için neler yapmamız gerektiğini maddeler halinde sıralayacak olursak şunları söylememiz mümkündür;
Kanal tedavisi bir uzman tarafından yapılmalıdır.
Kanal tedavisinin yapıldığı dişin üzeri iyi kaplanmalıdır. Herhangi bir sızıntının oluşmaması gerekir.
Hastalar dişlerine çok dikkat etmelidir.
Hastalar çok sert besinler yememeli, bu dişlere karşı daha hassas davranmalıdır. Aksi takdirde çeşitli kırıklar oluşabilir.
Kanal tedavisi uygulanan dişin çürümeyeceğini sanmak yanlıştır. Tedavinin uygulandığı diş, hassasiyet gösterilip fırçalanmazsa çürümeye devam eder.
Kanal tedavisi, sadece çürüğü büyük olan dişlere yapılmaz. Bu tedavi aynı zamanda kök uçlarında enfeksiyon oluşan; kronik, apseli ya da akut enfeksiyon olan dişlere de yapılır. Kanal tedavisinin uygulanması ile iyileşen bu bölgeler enfeksiyonun yeniden nüksetmesine müsaittir. Bu yüzden hastaların dişlerine azami dikkat etmesi ve düzenli olarak diş hekimi kontrolünden geçmesi gerekir. Kanal tedavisi yapılan dişler hassas olduğu için yemek yerken, fırçalarken her zamankinden daha dikkatli olmak gerekir. Fındık, ceviz gibi sert kabuklu besinleri dişle kırmaktan kaçınılmalıdır; zira kanal tedavisi uygulanan dişler cansız olduğu için iyi beslenemezler ve güçlenemezler. Kırılmaya ve çürümeye daha müsait bir yapıdadırlar. Bu yüzden kanal tedavisinin uygulandığı dişler günde en az iki kez fırçalanmalı, ağız gargarası ve diş ipi kullanılmalıdır.
Sonuç olarak kanal tedavisi çok fazla çürüğü olan dişlerde gece ağrısı olduğu zaman, sallanan dişlerde sallanmayı azaltmak için veya dişin siniri açık da olduğu durumlarda uygulanabilir. Kanal tedavisi her zaman başarılı olmayabilir. O yüzden diş hekiminiz gerekli gördüğü durumlarda kanal tedavisi yapılması gerekmektedir.
Hepinize iyi haftalar diliyorum…