Konya güzel memleket… Geniş ovamız, tarihi köklerimiz, Mevlana’sı, etli ekmeği derken hep överiz de, biraz da dertlerimizden konuşalım mı? Çünkü bazı meseleler var ki, “Bugün olmazsa yarın başımıza iş açar” dedirtiyor.
BİRİNCİ MESELEMİZ: SU BİTİYOR!
Eskiden Konya Ovası’na bakınca bereket akardı. Şimdi obruklar akıyor. Her sene bir yer çöküyor. Neden? Çünkü yer altı suyunu hoyratça harcıyoruz. Tarla sularken hâlâ vahşi sulama kullanıyoruz. Tuz Gölü’nün kuruması bile “Aman dikkat!” demiyor mu bize?
ULAŞIM DESEN DERT KÜPÜ
Sabah işe giden bir Konyalının yüz ifadesine bak, anlarsın. Otobüs dolu, tramvay yetersiz, arabaya bin desen trafik. Özellikle sanayi bölgeleri ve üniversite tarafı tam çile. Ulaşım ağı büyüyen şehre ayak uyduramıyor.
GENÇLER YA GÖÇÜYOR YA İŞSİZ KALIYOR
Konya’da üniversite var, sanayi var ama gençler mezun olur olmaz “İstanbul’a mı gitsem, Antalya’ya mı kaçsam?” diye düşünmeye başlıyor. Çünkü burada iş var ama nitelikli eleman aranıyor. Genç hazır değil, işveren memnun değil.
SOSYAL HAYAT NEREDE?
Gençler için eğlenilecek, nefes alınacak alanlar kısıtlı. AVM’ye gitmekten başka çare kalmamış. Konya gibi büyük bir şehirde tiyatroya, müziğe, kültürel etkinliğe bu kadar az yer ayrılması üzücü. Gencin nefes alması da önemli.
EĞİTİM DESEN O DA BAŞKA BİR YARA
Üniversite öğrencileri kampüs dışına çıkınca ne yapacağını bilemiyor. Meslek liseleri desen, hâlâ hak ettiği değeri görmüyor. Oysa bu şehirde sanayi var, ama çalışacak kalifiye eleman yok. Bu da düşündürücü.
VE EN ÖNEMLİSİ: DEPREM BİLİNCİ HÂLÂ ZAYIF
Tamam, Konya deprem bölgesi değil diyoruz ama artık “hiç olmaz” denilen yerlerde bile oluyor. Binalar eski, kentsel dönüşüm ağır ilerliyor. Bir şey olunca “niye önlem alınmadı” dememek için şimdiden adım atmak gerek.
SONUÇ OLARAK…
Konya’yı seviyoruz ama sevgi sadece övmekle olmaz. Şehir bizimse, derdiyle de dermanıyla da ilgilenmek boynumuzun borcu. Yetkililer de duysun halk da bilsin: Konya’nın bazı meseleleri göz ardı edilirse, yarının Konya’sı bugünü arar.