ADI VAR TADI YOK

Sabah babamın emekli maaşını çekmeye gittik ATM’ye.

Sabah babamın emekli maaşını çekmeye gittik ATM’ye. Çektim, makbuzuyla verdim.

“Fazlasını sen mi aldın?” dedi.

Fazlası olsa da alsam. Hepsi bu kadar. Adı zamlı maaş.

Pek çok şey öyle artık, adı var tadı yok.

Müthiş bir pahalılık var sevgili okuyucularım, hepimiz farkındayız.

Ve durmuyor, sürekli zam haberi geliyor. ÖTV’si MTV’si, osu busu şusu…

15 Temmuz gecesi hocam salâ’yı çok içli okudu.

Tevekkeli ertesi gün içimiz yanacakmış.

(Akaryakıtta ÖTV artışı)

Güzel şeyleri her zaman alkışlarız, onda problem yok. Allah devletimize zeval vermesin, amenna.

Fakat…

Gerisini siz doldurun.

.

.

.

Ben işçi bir babanın çocuğuyum. Çocukluğumda iyi hatırladığım detaylar var. Evde tek çalışanımız babamdı. Ama et alamazsak kıyma alırdık, yaz sebzeleri eksik olmazdı, meyve eksik olmazdı.

Kirazlardan kulağımıza küpe yapardık.

Hatta o meşhur sana yağı kuyruğunu bile bilirim, annem beklerdi bakkalın önünde.

Yani kıt kanaat geçime rağmen, alabiliyorduk.

Ama şimdi çok başka. O makas çok daraldı.

Elinizde üç kuruş para var, sokağa çıktığınızda bütün mal varlığınızı kaybedecekmiş gibi oluyorsunuz. Çünkü bütün kalemler zam görüyor ve işin kötüsü yarın kaç lira olacağını da bilmiyorsunuz.

Mesela akaryakıttaki ÖTV zammının ardından, ulaşım tekrar zamlanır mı?

Bilmiyoruz.

Buna bağlı olarak, girdi maliyetleri tekrar artar mı?

Bilemiyoruz. Bütün bunların üzerine fırsatçılar da eklenince, oldu bizim için de bir :

“Salâââ”

Hikayede yananlar sanırım en çok da emekliler oldu. EYT’liler zaten gariban kaldı. Ben de EYT ile emekli oldum, zaten günü yaşı çoktan doldurmuştum, devletimiz sağ olsun uygulamayı hayata geçirdi. O yüzden teşekkür ediyorum.

Amma soğanın cücüğü gibi kaldı, o ayrı mesele.

Rahmetli Kemal Sunal’ın “Ortadirek Şaban” filmini hatırlarsınız. Unutulmaz repliklerindendir:

“Çaya zam, zama zam, zamlara zam, zamlı çay…”

Demek ki eskiden beri bir ortadirekliğimiz vardı, şimdi direk de gitti muhtemelen, orta olarak kaldık.

(Bu arada, bir şeyi özellikle vurgulamak istiyorum. Bir sürü para verip satın aldığınız süt ve süt ürünlerinde son kullanma tarihlerine dikkat edin. Hatta tarihleri yeni olsa da, sıcak havalarda saklama koşullarına uyulmadığı için çabuk bozulan ürün, market raflarında çok fazla var.

Yani bir gün önce 52 TL olan bir ürün, ertesi gün gittiğinizde 70 TL olmuştur ama içi bozuk çıkmıştır, bunlara dikkat etmenizi tavsiye ediyorum. Bir de değerinden çok indirim yapılmışsa mümkünse satın almayın. Çünkü etiket oyunun yanı sıra son kullanma tarihlerinde de üç kağıtçılık yapanlar var, yeni tarih basıp geçiyorlar. Başıma gelmedi değil, bu yüzden sizleri de naçizane uyarırım.

Yazımın en başında söylediğim gibi,

Adı var ama tadı yok işte.

Sabah ATM’nin önünde maaş çekmeye gelen vatandaşlarla kısa bir diyalog geçti, onu da eklemek isterim.

Amca, ‘hani bulduğumuz petroller ne oldu’ diye etrafındakilere serzenişte bulundu. Sıranın ortasında ben vardım, şöyle bir bana da baktılar,

“Ben almadım” dedim.

Halimiz budur.

Tekrar görüşmek dileğiyle.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Köşe Yazıları Haberleri