TYB Konya Şubesi D. Mehmet Doğan Kütüphanesi’nde düzenlenen ve Mustafa Balkan’ın merhumun kısa hayat hikâyesini anlatarak başlattığı program, Konya eski müftü yardımcısı Mehmet Emin Parlaktürk’ün aşr-ı şerif tilavetiyle açıldı. Ardından Azerbaycan dönüşü şehit olan askerler ile Mehmet Emin Eminoğlu’nun ruhu başta olmak üzere bütün geçmişlere dua edildi
Programa, Eminoğlu’nun yakın çevresinden Hüseyin Üzülmez, Kutsi Öncü, Taha Hidayetoğlu ve Hasan Yaşar konuşmacı olarak katıldı. Yoğun ilgi gören program TYB Konya YouTube kanalından canlı yayınlandı. Merhum Eminoğlu’nun küçük kardeşi Bahattin Eminoğlu ve kız kardeşi Emel Hidayetoğlu’nun yanı sıra şehir dışından gelen aile fertleri, yeğenleri ve sevenleri ile Konya eski milletvekili Ahmet Sorgun, TYB Konya Şube Başkanı Ahmet Köseoğlu, Mehmet Emin Parlaktürk ve Üçpınar eski belediye başkanı Ziya Kuz da programa iştirak etti.
EMİNOĞLU'NUN KÖKLERİ VE AİLE TERBİYESİ
Taha Hidayetoğlu, aynı zamanda dayısı olan Mehmet Emin Eminoğlu’nun köklü aile geçmişini, Şam’daki doğumunu ve Mısır’daki eğitim yıllarını anlattı. Eminoğlu’nun bizzat kendi ifadelerinden aile terbiyesine dair şu hatıraları aktardı: “Emin dayımın kendi ifadesiyle... 'Babam uzaklarda olduğundan doğum haberini bekleyen Mülkiyeden Mehmet Zeynel Abidin Efendiye beni ebe hanımlar götürmüşler. Beni görünce ilk sözü Bismillah Maşallah olmuş ve bunun adı Muhammed Emin olsun buyurmuştur.'... Bizde yaşayış seyri şöyleydi: Sofra dersi, akşam dersi, yol dersi, muamele dersleri vardı. Yol dersleri; babam yolda giderken bizimle tatlıca konuşurdu ve 'Yalnız yolda yürürken derin düşünmeyiniz, korkarım gözünüzün feri ve dizinizin gücü gider. Lüzumsuz olarak kimsenin yüzüne fazlaca bakmayınız. Dost seçmek zordur, düşman bulmak kolaydır.' Muamele dersleri; 'Evinizin içini meşverete dayalı olarak istediğiniz gibi boyatınız fakat dışını komşuların büyüklerinin istekleri gibi boyatınız' derdi.”
Hidayetoğlu, annesi (Eminoğlu’nun kız kardeşi) Emel Hanım’ın dilinden de şu duygusal sözleri paylaştı: “'Babam, "Ben okuyamadım, çocuklarım okusun" deyip en büyük abim Ahmet Kutsi’yi, ikinci abim Mehmet Emin’i ve üçüncü abim Numan Fazıl’ı Mısır El-Ezher Üniversitesi'ne göndermiş... Emin abim gittiğinde çok ağlamıştım, dönüşüne de çok sevinmiştim. Çok merhametli birisiydi. Babamı ben çocukken kaybedince babam gibi olmuştu.'” şeklinde konuştu.
KUR'AN HAYRANI BİR İLİM İNSANI
Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi Müdür Vekili Hasan Yaşar, Eminoğlu’nun ilmi yönüne ve Koyunoğlu Müzesi’ndeki tasnif çalışmalarına değindi. Eminoğlu’nun Kur’an hayranlığının altını çizen Yaşar, şöyle dedi:
“Eminoğlu hocamın bende en büyük bıraktığı iz Kur'an-ı Kerim hayranlığı, Kur'an’a aşıklığıdır. Şam'da kitapçıları gezerken Seyit Kutup'un kitabına rastladığını ve 'O kitabı okuduktan sonra benim ilme bakışım, Kur'an'a bakışım, hayata bakışım değişti' dediğini anlatmıştı. '3500 tane Kur'an-ı Kerim'de kelime var köken itibariyle, eğer bu kelimelere vakıf olursanız Kur'an'ın tamamına hakim olursunuz.' derdi.”
Yaşar, Eminoğlu’nun Osmanlıca konusundaki öncülüğünü de şu sözlerle vurguladı: “Osmanlı vesikalarını okuma arzusu, baba ve ecdattan haber alma arzusudur. Dünü bilme hevesidir... Bize Eba ecdadan elden ele intikal ederek gelen fermanlarının, vakfiyelerin, tapuların... içinde yatan sesleri duyma, manalarını bilme arzusudur. Bu bir gönül çağrısıdır.”
Hasan Yaşar, merhumun derin tevazusuna ilişkin şu önemli detayı paylaştı: “Hocam hem Seyit hem Şerif idi, yani hem Hasan soyundan hem Hüseyin soyundan olmasına rağmen hiçbir defa 'ben seyyidim' cümlesini kullanmadı. Kullanmayışını da şöyle açıklardı: 'Hüseyni olmak kolay şey mi? Haram yemeyeceksin, haram konuşmayacaksın, harama bakmayacaksın... İslam için koşacaksın, cihat edeceksin... Hakkını veremiyorum diye saklıyorum.' diye böyle mütevazi bir şekilde ifade ederdi.
EVRENSEL HUKUKTAN İNSAN HAKLARI TARİFİNE ENGİN BİR İRFAN
Doktor Kutsi Öncü ise Eminoğlu’nun kendisi üzerindeki motive edici etkisini ve engin irfanını anlattı. Cihanbeyli’deki hizmet yıllarından bahseden Öncü, şunları söyledi:
“O yıllarda Cihanbeyli'nin durumunu abime anlatıyorum... Dedi ki bana: 'Kutsi,' dedi, 'bak,' dedi, 'sen orada bu çevreyi değiştireceksin... Orada imam hatip var mı?'... O beni sürekli Emin abim motive ediyor. Geldikçe soruyor 'Okulu ne yaptınız?' diye... Değerli abimin bu telkinleriyle, motivasyonlarıyla o hizmetleri yaptık. Bu çalışmaları abime anlattığım zaman o son derece gururlanır, heyecanlanır, o da bizi bu vesileyle motive ederdi.”
Öncü, Eminoğlu’nun derinliğini gösteren bir başka hatırasını şöyle aktardı: “Bir gün ilahiyattan hocalarla insan hakları konusunu konuşuyorlar... Emin abi şöyle bir özet yaptı: 'Evrensel hukuka göre (yani Kur’an hukukuna göre) ilkesi iki, çerçevesi beş' dedi. 'Bir; fıtrata aykırı hak olmaz... İki; doğaya, tabiata aykırı hak olmaz.' Çerçeve ise 'İnsanın doğuştan sahip olduğu devredilmez, vazgeçilmez, ertelenmez haklardır.' Nedir bu? 'Yaşama hakkı, aklını koruma hakkı, malını mülkiyetini koruma hakkı, neslini koruma hakkı, inancını koruma hakkı.'”
"BİZ BENİ HAŞİM KABİLESİNDENİZ": AİLENİN MANEVİ KÖKLERİ
Eski milletvekili Hüseyin Üzülmez, Eminoğlu ailesinin tarihi köklerine ve merhumun manevi yönüne dair önemli bilgiler paylaştı. Üzülmez, Eminoğlu’nun tevazu içinde ailesinin soyunu nasıl anlattığını şöyle dile getirdi:
“Gerçekten mütevazi, mahfiyet sahibi bir insandı... 'Ceddi evvelimiz 26 batından... Bedrettin El-Hüseyni Hazretleri... Anne soyundan Hadimi Hazretlerinden gelmeyiz.' Ve devamında şöyle dedi: 'Biz Beni Haşim kabilesindeniz... Babamız bize derdi ki "Bizim geleneğimiz budur, sizler de bunları öğreneceksiniz, ilim öğretip bu görevi yerine getireceksiniz."'... Bana da tavsiyede bulundu: 'Sen seyyitsin, Peygamber soyundan gelmektesin, asla kimsenin elini öpme' diye bana tembihte bulundu.”
Üzülmez, programın genelinde sıkça anılan ağabey Ahmet Kutsi Eminoğlu’nun Katar’a gidişinin manalı hikayesini de anlattı: “Ağabeyi Ahmet Kutsi abiyi de yâd edelim... 'Katar'a gidişinin hikayesini ısrarla sordum.' Dedi ki 'Gördüğüm bir rüya üzere gittim.' Rüyayı ısrar ettim üç sefer, dört sefer, dedi ki: 'Anlatamam. O rüya üzerine gittim, işte 40 yıla yakın hizmet ettim.' Eltani ailesi, bugünkü emirin babasını yetiştiren kişi... Özal bunu öğrenmiş, Katar ziyaretinde uçağını alıp götürmüş... 'Emir beni 6 ay falan bırakmadı,' dedi.”
Hüseyin Üzülmez, Eminoğlu ailesinin sıla-i rahime verdiği önemi ve bereketini de etkileyici bir hatırayla aktardı: “Emin abi dedi ki, 'Abim (Ahmet Kutsi) Katar'dan döndükten sonra imkanlar yetmedi... bana dedi ki bir gün: "Kardeşim bir sıla-i rahim yapalım da Cenab-ı Hak rızkımızı genişletsin."' Hadimi Hazretlerinden başlayarak tüm büyükleri ziyaret etmişler. 'Ziyareti bitirdik... Kabirden bir nur çıkıp abimin cebine girdiğini gördüm,' dedi Emin abi... Sonra Kutsi abi İstanbul'a gitmiş... Abidin Topbaş abinin adresini Katarlılara irtibat adresi olarak vermiş... Abidin abi demiş 'Ya Kuds Efendi neredesin sen? Adamlar her gün iki sefer geliyorlar'... Biri geliyor elini öpüyormuş 10.000 dolar veriyormuş, öbürü 20.000 dolar... Derdi ki Emin abi: 'Hüseyin, bak sıla-i rahimin gücü bu.'”
Programın sonunda, konuşmacılara teşekkür ve katılım belgeleri takdim edildi. Bu esnada, programın vefa ruhuna uygun olarak, salonda bulunan bazı önemli isimler de söz alarak kısa hatıralarını paylaştı.
Merhumun küçük kardeşi Bahattin Eminoğlu, ailesi adına teşekkürlerini sunmak üzere kürsüye davet edildiğinde duygularını şu sözlerle ifade etti: “Bismillahirrahmanirrahim. Ben her şeyden önce sizin bu güzel vefanıza hayranım. Allah razı olsun. İnanın ki benim bilmediklerimi öğrendim bugün, birçoğunu da hatırladım, unutmuşum onları. Çok güzel bir anı oldu. Allah'ım rahmet eylesin. Abimi çok gönülden özlüyorum, inanın ki arıyor insan rüyalarımla hep beraber. Allah'ım rahmet eylesin, cümleden Allah razı olsun.”
Konya eski milletvekili Ahmet Sorgun, konuşmacılara belgesini takdim ederken merhum Eminoğlu ile ilgili önemli bir sorumluluğu ve hatırayı paylaştı: “Emin hocamın çok hatıraları var. Bir şeyi unuttuk, yalnız Hasan Yaşar seninle konuştuk ama... Emin abi en son, bir yarı hatırat yarı makalelerle ilgili şöyle 500 sayfalık bir metin getirdi, ‘Bunu bastıralım’ dedi. Ama bizim siyasi hayatımız filan... Vefatından birkaç yıl sonra Hasan Bey'le de konuştuk, bende de bir nüshası var. Bunu bastıralım dedik ama Hasan Bey bu işe sahiplenmedi. Bugünün hatırasına, onu da bir derleyelim, onu da bastırıp toplumun hizmetine inşallah sunalım.”
TYB Konya Şube Başkanı Ahmet Köseoğlu, Hasan Yaşar’a belgesini takdim ederken, Eminoğlu’nun Koyunoğlu Müzesi’ndeki çalışmaları sırasındaki idari ve insani yönünü şu hatırayla anlattı:
“Bendeniz Eminoğlu ağabeyle 1995 yılında tanıştım. Hasan Yaşar’la birlikte yanıma gelmişlerdi. Koyunoğlu Müzesi’ndeki yazma eserlerin okunması, tanınması, kataloglanması ve kimliklerinin çıkarılmasıyla ilgili bu işi Eminoğlu ağabeyle birlikte yapabileceklerini söylemişlerdi. Ben de hemen kabul ettim; fakat bunun resmi prosedürünü nasıl yürüteceğimizi tam bilemiyorduk. ‘Mevzuat hazretleri’ önümüze çıkıyordu.
En sonunda hukuk servisinden Ahmet Sorgun ağabeyden de destek alarak her yıl işi küçük bir iş kalemi olarak tanımlayıp ‘Mehmet Emin Eminoğlu ağabey yılda şu kadar yazma eser okuyacaktır’ diye rica usulüyle ihale ediyorduk. Bunlar çok sembolik ve küçük rakamlardı ve yıllarca böyle çalıştık. Her yıl encümenden geçmesi gerekiyordu ve her defasında bunu izah etmem gerekiyordu. Bu zorluklara rağmen o işler böylece yürüdü.
Bir hatıram da şöyledir: Koyunoğlu Müzesi benim müdürlüğüme bağlıydı. Orada herhangi bir sıkıntı ya da ihtiyaç olduğunda sevgili Hasan Yaşar kardeşim, Mehmet Emin Eminoğlu ağabeyi bana gönderirdi. Eminoğlu ağabey belediyeye gelir ve ‘Şeker Ahmet Müdürüm, şöyle bir sıkıntımız var’ diye esprili, güleç bir hâlde söylerdi. ‘Hadi yapıverelim, hallediverelim’ derdi. Ben de ona hayır diyemezdim. Hasan Yaşar Bey de bunu çözmüş olacak ki her defasında Eminoğlu ağabeyi gönderirdi.
Koyunoğlu Müzesi’ndeki yazma eserlerin tamamının künyesini çıkarmış oldu. Hatta birinci cildini bizim görevli olduğumuz dönemde katalog hâline getirmiştik.”
Üçpınar eski Belediye Başkanı ve merhum Mehmet Eminoğlu’nun akrabası Ziya Kuz ailenin Konya’daki manevi yerini ve merhumun şakacı yönü ile hatıralarını anlattı.
Konuşmacılara Katılım Belgeleri ve TYB Konya Şube yayınları, Ahmet Köseoğlu, Ahmet Sorgun, Mehmet Emin Parlaktürk ve Salih Sedat Ersöz tarafından takdim edildi. Program, tüm Eminoğlu ailesi fertleri ve katılımcıların yer aldığı hatıra fotoğrafıyla sona erdi.