Konya Pancar Ekicileri Kooperatifi’nin 27 Temmuz 2024 Cumartesi günü yapılacak olan Seçimli Genel Kurulu öncesi başkan adaylığını açıklayan Recep Konuk basın toplantısı düzenledi.
Konuk'un açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“46 tesisin bir kısmı kapanmaya, bir kısmı zarar etmeye başladı. Türkiye’nin en büyük 13. şirketi geriye gitmeye başladı. Emanet arzu edildiği gibi yürümedi. Konya’nın en büyük problemi olan ağaçlandırma konusunda bile büyük problemler yaşandı. Konya Şeker’in mirası olan ağaçlar bile kurumaya başladı. Kurda, kuşa, ağaca kıyanların makinaya yaklaşımı farklı olmayacaktır. Torku’daki, Konya Şeker’deki makinalara hiç baktınız mı? Ağaçlandırma bile çok önemli bir ayrıntıdır. Niye? Çünkü bir marka oluşturacağız. Marka algısını güçlendiren ağaçlandırma, doğallık ve sosyal sorumluluk katkısı vermiştir. Görselliğe önem veriyoruz ama bir de ticari açıdan bakarsak; ağaçlandırma meselesi bile Torku’nun doğallığının simgesiydi. "
“Türkiye’de şeker fazlalığı var. Çünkü ithalatın önü açıldı. Kendi kendimize yeterken, Konya Şeker, şeker ithal etmeye başladı. Şekerde problem tekrar başladı. Şeker pancarının sürdürülebilirliğini sağlamak Pankobirlik’in görevidir. Türkiye’de şuanda şeker fazlalığı var. İthalatta yanlışlıklar var. Bunlara müdahil olacaksınız, yoksa Konya Şeker biter, pancar çiftçisi biter. Şeker pancarının sürdürülebilirliğini sağlamak asli vazifedir. Bunlara müdahil olmazsak Konya kaybeder. Kaybetmeye de başladı.”
“Türk Şeker’den sonra en çok şeker kotasında sahip olan, en çok pancar ektiren kuruluş, bugün niye düştü? Kayseri Şeker’in bile arkasına düştük. Konya Şeker’in hakları niye savunulmadı? Bir taraftan tesis kuran bir taraftan da çiftçisine ödeme yapan Konya Şeker nereye gitti? Türkiye’de büyük olmanın bir adabı vardı. Fiyatları hep yüksek açıklar, yüksek öderdik. İşi başaramayacak olanlar, işi bilmeyenler geldiği anda çok problemlerin olduğunu, çok borcun olduğunu söylemektir.”
“Geçmişte sıkıntılarımız oldu. Biz Panagro ile şekerle, etle, yemle, enerjiyle, gıdayla, kimyasal ürünlerle, birçok birimle kurumu ayakta tuttuk. Ticaret yapıyorsanız ayrı ayrı sepetleriniz olacak, birinde zarar varsa diğeri onu destekleyecek. Ben hatırlıyorum; bioetanol tesisini kurduğumda en çok muhalefet eden şuanki başkandı. Oysa bioetanol bırakın Konya Şeker’i, pandemi döneminde tüm Türkiye’yi kurtardı. Ülkeler birbirinin gemisini, malını çalarken, biz Türkiye’yi kimseye muhtaç etmedik. Türkiye’nin bioetanolunun, alkolünün yüzde 56’sını üreterek ülkemizi kurtardık. Şimdi yem fabrikası yüzde kaç kapasiteyle çalışıyor bir bakın. Flakeyi kapatmış. Flake ne demek biliyor musunuz? Mısırı alıp işliyorsunuz, hayvan üreticileri bu ürünü kullanıyor. Araştırın bakalım niye kapatmış. Başka kimler üretiyor flakeyi bir araştırın. Sen flakeyi kapatırsan, vatandaşın mısırını da alamazsın. Arpa alabiliyor musun? Alamıyorsun. Çünkü günde bin 200-bin 300 ton yem üretirken, 300 tona düşmüş yem üretimin. Üretirsen vatandaşın ham maddesini alırsın. Peki ayçiçeği ne durumda? Biz yağ fiyatlarını açıklar, Türkiye’yi regüle ederdik. Vatandaşın malını yukarıda tutardık. Sen bugün ayçiçeğini, mısırını, üzümünü, arpasını alabiliyor musun vatandaşın? Alamıyorsun çünkü kurum birbirine girmiş, kimin el kimin cebinde belli değil. Satış problemli, pazarlama problemli, üretim problemli. Biz size bu kurumu bunun için mi devrettik, yok edin diye mi devrettik? Hiçbir şey doğru yönetilmiyor. Ben yıllardır hiç eleştiri duydunuz mu? Bizim gölgemiz olmasın dedik ama baktık ki iş öyle olmuyor. Müdahil olmak zorunda kaldık"