CHP TBMM Grubu 28’inci Dönem 3’üncü Çalışma ve Değerlendirme Toplantısı Bolu’da, Abant Gölü Milli Parkı’ndaki otelde başladı. Otelin toplantı salonunda gerçekleştirilen programda ilk olarak saygı duruşu ve İstiklal Marşı okundu, ardından da CHP Genel Başkanı Özgür Özel, konuşma yaptı. Özel, konuşmasında anketler 1’inci parti olduklarını söyleyerek, “70 günde 20 miting yaptık, sahayı sizler organize ettiniz. Onlarca belediyemizin yüzlerce açılışına hep birlikte gittik. Birileri klimalı salonlarda kendi atıklarına kendilerini alkışlatırken siz meydanlardaydınız, sahadaydınız, sokaktaydınız. Toplam 59 eylemimize 11 milyon vatandaş katılırken siz her biriniz olmanız gereken yerdeydiniz. Buradan 2 milyon Cumhuriyet Halk Partisi üyesi adına, partiye 17,5 milyon oy vermiş seçmenler adına, Cumhurbaşkanı Adayımızı darbenin dördüncü günü 15,5 milyon kişiyle aday gösteren vatandaşlarımız adına, Cumhuriyet ki kimsesizlerin kimsesidir, onun kurucu partisinin grubuna yürekten teşekkür ediyorum. Her birinizi ayrı ayrı kutluyorum. Son yerel seçimlerde 47 yıl sonra partimiz birinci parti olmuştu. Partimizin seçmen desteğinin yaz dönemi boyunca artarak devam ettiğini memnuniyetle izledik. Birazdan Sayın Genel Sekreterimizin sunumunda da Türkiye’deki bütün araştırma şirketlerinin ortalamalarını, partimize yapılan özel çalışmaları, başka partiler için yapılan çalışmaların yansımalarıyla bu sunumları ayrı ayrı göreceğiz. Ama herkes bilsin ki anketlerde birinci partiyiz, evet. Son seçimin birinci partisiyiz, evet. Ama en önemlisi artık sokakta çok daha güçlüyüz. Meydanda, çarşıda, pazarda, tarlada biz varız ve gitgide güçleniyoruz. Millet yüzünü Cumhuriyet Halk Partisi’ne döndü. Çünkü millet yüzünü yanında olana döner. Millet oy alırken yüz dönüp beş yıl boyunca sırt dönenlere, ‘Ne olursa olsun canım, nasılsa gelecek seçimlerden önce bir yerlerden para ayarlarız. Enflasyonu salarız. Seçimden sonra yine bedelini onlara ödetmek üzere biz bu emekliyi kandırırız, asgari ücretliyi kandırırız, çiftçiyi kandırırız, gençleri bir şekilde kandırırız’ diyenlere karşı artık millet seçimde yüz dönüp de sonrasında dönenler yerine seçimin ertesi gününden itibaren birinci parti olmalarına rağmen milletin derdiyle dertlenenleri, onları savunanları, yanında olanları görüyor” dedi.
‘13 BELEDİYEDE, ATADIKLARI YÖNETİYOR’
Özel, konuşmasında, 13 belediyeyi kayyımların yönettiğini ifade ederek, “Bugün Esenyurt, Şişli, Ovacık belediyelerimizde kayyım vardır. DEM Parti’nin Van, Mardin, Hakkari, Batman, Siirt, Tunceli, Halfeti, Bahçesaray, Akdeniz, Kağızman belediyelerinde kayyım vardır. Toplamda 13 belediyede milyonlarca seçmenin seçtikleri yerine Tayyip Erdoğan’ın atadıkları belediyeleri yönetmektedir. Cumhuriyet Halk Partisi’nin belediye başkanları, 3'ü Büyükşehir Belediye Başkanı olmak üzere; Adana, Antalya, İstanbul Büyükşehir Belediye başkanları hapistedir. İçerideki belediye başkanlarımızdan Mehmet Murat Çalık bir hastane raporuna rağmen, o rapora itiraz edip ‘Bu hastaneden alacaksın’ deyip baskılanan hastanenin vermediği rapora, öncekinin dört başı mamur ‘Tahliye edilmelidir’ raporuna rağmen içeride tutulmaktadır. Muhittin Böcek günde 14 ilaç içerek bir hapishane hücresinde, haftada bir hayati tehlike geçirerek, bütün izahatlarımıza, bütün doğru yollardan anlatmaya çalışmamıza rağmen; hasta arkadaşlarımız ve sadece Cumhuriyet Halk Partililer değil, bütün hasta tutuklular ve hükümlüler adeta birilerinin gönlü olana kadar ama onların gönlü olana kadar belki de hayatlarını kaybetme riskiyle cezaevlerinde tutulmaktadır. Bir yandan da Cumhuriyet Halk Partili belediyelere ‘Ya hapse atıl, ya da akıllı ol AK Parti‘ye katıl’ diye olabilecek en ahlaksız teklifler yapılmakta, en ahlaksız şantajlar yapılmakta. Bundan korkup kaçanlar AK Parti‘ye katılmakta. Ama bu teklifin yapılmasına karşı karşısındakinin yüzüne acı bir tebessümle bakanlar, sonra da eve gidip eşine ‘Sıra bize geliyor. Hakkınızı helal edin, çocuklar size emanet. Biz valizimizi yapalım, kapının arkasına koyalım. Abdestinden şüphesi olmayanın namazından şüphesi olmaz. Ama benim de bu şantaja pabuç bırakacak birisi olmadığımı görecekler’ diyenler cezaevlerine gidip yatmaktadırlar. Bu sözleri tutuklanmasından 3 gün önce ve 3 gün sonra, önce telefonda ve sonra cezaevindeki görüşme odasında duymuş bir Genel Başkan olarak söylüyorum. Bunun için bu zorlu süreçte kendisini, ailesini feda edip, partisine olan gönül bağını ve kendisine olan öz güvenini gösteren bütün arkadaşlarımın şimdi her biri 12 metrekarelik hücrelerden izliyorlar. Teker teker alınlarından öpüyorum” dedi.
‘SİYASET YAPIYORDUK, BALTA ÇEKTİLER’
Türkiye’de muhalefetin sesinin değersizleştirilmeye çalışıldığını belirten Özel, şunları söyledi“İçinde bulunduğumuz darbe döneminde, geçen sene 2 Ekim günü bir siyasetçiyi, Erdoğan ‘Eskiden bakanlar siyasiydi, müsteşarlar teknikti. Şimdi bakanlar teknokrat, yardımcıları siyasi olacak’ deyip, bakan yardımcılarını ‘Bakanlıkla teşkilatımız arasında köprü olacak’ diye il başkanları toplantısında müjdeleyen Erdoğan, bir bakan yardımcısını, bir siyasetçiyi İstanbul’a Cumhuriyet Başsavcısı atadı. O günden sonra, göreve başladığı 9 Ekim gününden sonra adeta Adalet ve Kalkınma Partisi’nin gençlik kollarının, kadın kollarının yanında yargı kolları olarak, yargı kolları başkanı olarak faaliyetlerini sürdürüyor. Her attıkları adım Cumhuriyet Halk Partisi’nin hem belediye hizmetlerini felç etmekte, belediye başkanlarını hapsetmeye, millete dönüp ‘Burada hırsızlık var, yolsuzluk var’ yalanın da sürdürmeye ama aradıkları kanıtları bulamamaya, dünyaya da dönüp Türkiye siyasetini, Cumhuriyet Halk Partisi üzerinden Türkiye’deki muhalefetin sesini değersizleştirmeye çalışan bir süreç için ellerinden geleni yapıyorlar. Ben daha tutuklamalar başlamadan bir darbe mekaniğinin işlediğini, bütün darbelerin iktidara karşı yapıldığını, bunun diğer darbelerden farklı olarak mevcut iktidar tarafından bir sonraki iktidara, mevcut Cumhurbaşkanı tarafından kendinden sonraki Cumhurbaşkanı Adayına yapılan bir darbe girişimi olduğunu Meclis kürsüsünden 19 Mart’tan çok önceki toplantılarda söyledim. ‘Bir darbe mekaniği işliyor, adım adım gidiyor. Sakın ha sakın. Bu darbeye direniriz ve bilin ki bu darbeye karşı tek güvencemiz milletimiz’ demiş birisi olarak buradan, bu darbe sürecine hep birlikte direndiğimizi ve bu darbeyi planlayanların bizim gözümüzde artık meşru muhataplar olmadıklarını ve onlara karşı da nasıl mücadele edilecekse öyle mücadele edeceğimizi söyledik. İstanbul il Başkanlığı önünde sordular, ‘Bundan sonra nasıl mücadele edeceksiniz’ Dedim ki ‘Siyaset yapıyorduk balta çektiler. Siyaset yapıyorduk savaş ilan ettiler. Bunu bir savaş ilanı kabul ediyorum. Savaş ilan edilmiş bir kişi, bir yapı, bir parti nasıl davranacaksa bundan sonra o şekilde davranacağız’ dedim. O günden bugüne Cumhuriyet Halk Partisi olarak bir yandan Meclis zemininde sizler mücadele ediyorsunuz, bir yandan hep birlikte sokaklarda, meydanlarda mücadele ediyoruz.”
‘MUHALEFET PARTİLERİ BİRDİR VE BİR ARADADIR’
Özel, Türkiye’de muhalefet partilerinin bir arada olduğunu belirterek, “1 Ekim’de, bir gün bizim Meclis’te olmamamızın iktidar partisini nasıl bir davranışa ittiğini, nasıl ruh hallerinin yalnızlaştığını ve bunu nasıl telafi etmeye çalıştıklarını bugün milletimiz gördü. Meclis Başkanı eliyle ve ağzıyla, partilerin liderlerine yapılan bir davete icabet etmiş olan Sayın Liderlere, sosyal medyada da basınında da herhangi bir yerde de yapılan tüm haksız saldırılardan büyük bir üzüntü duyduğumuzu açıkça ifade etmek isterim. Ancak orada yapılanın, içeride bulundurulan tek kamera ve tek fotoğraf makinesi veya ekibi varken, özenle seçilmiş en insani gülüşlerin, duruşların hepimizin başına gelebilecek birtakım talihsiz bakışların, özellikle kimler tarafından çekildiğini, kimlerin paylaştığını, Cumhurbaşkanlığı fotoğraf servisinin ne özenle yaptığını hep birlikte gördük ve takip ettik. Ama bunun üzerinden sözümüze değer veren kim varsa, köşesinde yazan, televizyonda tartışan, sosyal medyada yorum yapan. Bu büyük haksızlığa, bu büyük lince, Meclis Başkanı’nın çağrısıyla gösterilen nezakete, bir linç kampanyasına kim katkı sağlıyorsa bunun bir an önce son verilmesi gerektiğini büyük bir samimiyetle söylüyorum. Çünkü bugün Türkiye’de Cumhuriyet Halk Partisi bu ağır saldırı altındayken, Meclis’te bulunan ve Meclis dışında bulunan bütün muhalefet partilerinden sadece dostluk gördük. Tek başına Cumhuriyet Halk Partisi’ni savunmaya onları çağırmadık. Biz onlarla birlikte Türkiye’deki demokratik sistemi, sandığı savunduk, savunmaya da devam ediyoruz. Bundan sonra DEM Parti’den İYİ Parti’ye, Saadet Partisi’nden Deva Partisi’ne, Gelecek Partisi’ne, Emek Partisi’nden TİP’e, Meclis zemininde bulunan, birlikte mücadele verdiğimiz bütün muhalefet partilerine, partimize nasıl sahip çıkıyorsak onların kurumsal kimliklerine de öyle sahip çıkmak durumundayız. Ben çok değerli Genel Başkanlarıyla ayrı ayrı görüştüm ve görüşmeye de devam ediyorum. Buradan Cumhuriyet Halk Partisi olarak, CHP’nin yarattığı boşlukta kendisinden ayrılan siyasi partilere bayramda randevu vermemeyi meziyet sayan, ‘AK Parti’nin bayramlaşma programında Deva ve Gelecek Partisi bulunmayacak’ diyen, DEM Parti’yi yıllarca şeytanlaştıran ve ellerini sıktığımız için bize ‘Teröristin kanlı eline el uzatıyorsun’ diye bizi eleştirenlerin, Cumhuriyet Halk Partisi’nin 31 Mart seçiminden sonra birinci parti olduğunda, tüm siyasi partileri bayramda teker teker arayan, kendi genel merkezlerinde teker teker ziyaret eden, siyasette seçmene saygıdan, ‘Siyasi ilişkiler böyle olmalıdır’ diyen, ‘Normali budur’ diyen, bunun üzerinden normalleşme tartışmalarında aldığımız tüm haksız eleştirilere karşı, karşı karşıya kaldığımız darbe girişimine kadar, bu tutumunu nezaketle ve kararlılıkla sürdüren bir siyasi parti olarak şunu gösteriyoruz. Dünün el tutmayanları, bayramlaşmayanları, Cumhuriyet Halk Partisi’nin onları Amerika’da aradıkları meşruiyetin karşısında bir gün açılış konuşmasında onlara onu sunmadığında ne hale geldiklerini gördünüz. Kimse Erdoğan’ın kendi çektirdiği fotoğrafları servis edip de ‘Çekim merkezi oldu, herkesi bir anda yanına topladı, moral oldu’ safsatasına inanmasın. Ahlaki üstünlük neredeyse, psikolojik üstünlük oradadır. Psikolojik üstünlük kimdeyse, çoğunluk enerjisi ondadır. Meydanda da çoğunluk enerjisi bizimledir, Meclis’te de çoğunluk enerjisi bizimledir. Millet haklı olanın yanındadır. Milletin temsilcisi muhalefet partileri de bu ceberut iktidardan kurtulmak için sandığa sıkı sıkı sarılmak için, önce topu sahada tutmak için, topu alıp da kaçana, kesip de götürene karşı önce maçın oynanmasını sağlamak için birdir ve bir aradadır. Günü gelince farklılıklarımızla rekabet ederiz” diye konuştu.
‘GENÇLERİN BEKLEMEYE KARAR VERDİĞİ O SEÇİME GİDİYORUZ’
Cumhuriyet Halk Partisi’nin Türkiye’nin 1’inci partisi olduğunu söyleyen Özel, “Muhalefeti bir arada tutmaya emek eden ve her birisine ayrı ayrı saygı duyduğum tüm Genel Başkanlara muhabbetlerimi kampımızdan bir kez daha ifade ederken, milletimize de şunu söylüyoruz. Kimse yılgınlığa kapılmasın, kimse korkmasın. ‘Ya yine bu iktidar kalacak ve ben açlığımla, yoksulluğumla, güvencesizliğimle baş başa kalacağım. Hadi beni geçtim, artık evlatlarımız bu ülkede yaşamak istemiyorlar’ diyenlere şunu söylüyorum. Bütün dünya Türkiye’nin üzerinde hesap yapıyor olabilir, hayal kurabilir. Bu bir beka sorunu değildir. Yaptıklarında nasıl bir yanıt aldıklarını 100 yıl öncesinden biliyorlar. Beka sorunu, bu memleketin evlatlarının başka yerlerde hayal kurmasıdır. Biz o evlatlarınızdan 31 Mart seçiminde bir söz aldık, bir seçim daha beklemeye karar verdiler. O seçime gidiyoruz, adım adım gidiyoruz. Türkiye’nin evlatlarının Türkiye’de hayal kuracağı, bu ülkenin yarınlarında hep birlikte mutlu olacağımız, birlikte daha çok kazanacağız ve daha çok üreteceğimiz ama hakça, eşit paylaşacağımız yarınlarda sizin evlatlarınız, bizim evlatlarımız bu güzel ülkenin yarınlarında olacaklar. Bu ülkenin yarınlarını bir tek adamın alıp kaçmasına, bu ülkenin sandığının işlevsizleşmesine, bu ülkede demokrasi ile gelenlerin demokrasiyi götürmesine izin vermeyeceğiz. Kurduğumuz Cumhuriyet’e hep birlikte sahip çıkıyoruz, çıkmaya da devam edeceğiz. Kurulduğu gün olduğu gibi bugün de Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye’nin birinci partisidir ve sizlere asla yalnız bırakmayacaktır. Böyle bir günde ailelerimizi bırakarak geldik. Çünkü çalışma temposunun daha yoğun, sosyal zamanların daha sonraya ertelendiği bir kampı tercih ettik. Buraya böylesi bir katılımla gelen bütün arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Kampı takip eden basın mensuplarına teşekkür ediyorum. Bu kampımızın en verimli şekilde değerlendirilmesini, bütün fikirlerin hep bir arada tartışılmasını, önümüzdeki yasama yılının ve her gün seçime bir gün daha yaklaştığımız bu önemli sürecin en iyi şekilde değerlendirilmesinin yapılıp, yol haritalarının en sağlıklı şekilde tartışılacağını biliyorum” ifadelerini kullandı.