Bakan Tunç, Ankara Hakimevi'nde düzenlenen 'Kadınların Adalete Erişiminin Güçlendirilmesi Paneli'ne katıldı. Panelde Bakan Tunç'un yanı sıra Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Gökhan Karaköse ve Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Gökçe de yer aldı. Burada konuşan Bakan Tunç, panelin çok faydalı olacağına inandığını belirterek, "Kadınların adalet sistemine erişiminin önündeki engelleri aşmak toplumların daha adil, daha güçlü bir yapıya kavuşması için temel bir gerekliliktir. Kadınlar insanlık tarihinin her aşamasında geleceği inşa eden bir rol üstlenmişlerdir. Ülkemizde de son 22 yılda pek çok önemli adım attık. Başta anayasal düzenlemeler olmak üzere yasalarımızda ihtiyaç duyulan düzenlemeleri sağladık. Bundan sonra da aynı kararlılıkla çalışmalarımıza sürdürmeye devam edeceğiz" dedi.
'KADINA YÖNELİK ŞİDDET, İNSANLIĞA YÖNELTİLMİŞ İHANETTİR'
Tunç, kadınların adalete erişimini daha ayrıntılı bir şekilde ele alan, 6284 Sayılı kanundan kaynaklanan uygulama sorunlarının ele alınacağı bir paneli gün boyu inşa edeceklerini ifade ederek, "Asıl 25 Kasım'da Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı ve Cumhurbaşkanımızın himayesinde bu alanda kadın haklarının korunması, kadına yönelik şiddete karşı önemli mesajlar verecektir. O mesajlar doğrultusunda da bizler de çalışmalarımıza devam edeceğiz. İnsan onuru her bireyin doğuştan sahip oldukları haklardan biridir. Bizim inancımızda insan yaratılmışların en şereflisidir. İnsan sadece insan olduğu için yücedir. Bu yüceliği gölgeleyen her türlü anlayış ne dinimizde ne de kültürümüzde vardır. Kadına yönelik şiddet, insan onuruna yöneltilmiş en karanlık, en aşağılık saldırıdır. Kadına yönelik şiddeti insanlığa yöneltilmiş ihanet olarak görüyoruz. Kadınların haysiyetine dokunan her türlü şiddet karşısında dimdik durmak hem kişisel hem de kurumsal sorumluluğumuzdur. Kadına karşı şiddeti meşru gösteren her söylemi reddediyoruz" diye konuştu.
ESKİ AKUT BAŞKANI MAHRUKİ'NİN TUTUKLANMASI
Konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Bakan Tunç, eski AKUT Başkanı Nasuh Mahruki'nin 'Yanıltıcı bilgiyi alenen yayma' ve 'Yargı organlarını alenen aşağılama' suçlarından tutuklanmasına ilişkin, "Sosyal medya paylaşımları nedeniyle zaman zaman adli soruşturmaların yapıldığını görüyoruz. Bu paylaşımların suç teşkil edip etmediğini belirleyecek olan yargı mensupları, hakimlerimiz, savcılarımız. Dolayısıyla değerlendirecek olanlar onlar. Ancak paylaşıma baktığımız zaman, özellikle iktidarın seçimleri sahtekarlıkla kazandığına yönelik ifadeler var. Yine FETÖ'den aldığı akılla ölülere bile oy kullandırıldığına yönelik ifadeler var. Ve özellikle sığınmacı adı altında milyonlarca teröristin, cihatçının Türkiye'ye geldiğini ve bunların Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni bir iç savaşa sürükleyeceğine yönelik ifadeler var. Bunlar çok tehlikeli ve dolayısıyla yargının suç unsuru gördüğü ifadeler olarak değerlendirildi. Ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca bir adli soruşturma başlatıldı. Burada seçimlerin nasıl yapıldığını, bu ülkede yüzde 85 katılımla gerçekleştirilen seçimlerin nasıl şeffaf bir şekilde yapıldığını hep birlikte görüyoruz. Bu anlamda dünyanın en şeffaf seçimleri; özellikle seçmen listeleri Yüksek Seçim Kurulu'nun internet sayfasında yayımlanıyor ve bunu herkes görüyor. Buradaki ifadelerin suç teşkil edip, etmediğini değerlendirecek olan elbette yargımızdır. Dolayısıyla hukuk devletinde yargı süreçlerine saygı göstermek gerekir ve sonucunu bekliyoruz" dedi.
'BU TÜR ÇİRKİN EYLEMLERLE DE HİÇBİR YERE VARILAMAZ'
Bakan Tunç, dün İçişleri Bakanlığı bütçesi görüşmelerinden önce TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda yaşanan gerginlikle ilgili de "İçişleri Bakanımıza gelen sözlü ve fiili saldırıları kabul etmek mümkün değil. Bunların Gazi Meclis'imizin çatısı altında, milli iradenin tecelligahı olan Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde gerçekleşmiş olması, hepimizi derinden üzüyor. Milletimizi de üzer bu tür durumlar. Milletimiz bu tür hareketlerden rahatsız olur ve yeri geldiğinde de cevap verir. Demokrasilerde bu tür fiili saldırılara yer yoktur. Şiddete yer yoktur. Herkes varsa söyleyeceği bir şey bunu özgürce söyleyebilir. Ama bu şekilde engellemelerle Plan Bütçe Komisyonu'na girmek isteyen, toplantı için saatinde orada bulunmak isteyen bir bakanımızı engellemeye çalışmak, ona fiili saldırıda bulunmak demokrasilerde olan şeyler değil. Bakanlarımızın kendi görev alanlarında ve orada bu tür çirkin eylemlere yer yoktur. Ve bu tür çirkin eylemlerle de hiçbir yere varılamaz. Aziz milletimiz yeri geldiğinde bunun hesabını da sorar" diye konuştu.