Türkiye’nin tarım başkenti olarak bilinen Konya’da hem tarımsal üretim hem de hayvancılık büyük bir tehdit altında. TMMOB İl Koordinasyon Kurulu (İKK) yaptığı açıklamada, “Konya Kapalı Havzası çölleşme tehlikesiyle karşı karşıya. Bu gidişata dur demek için acil eylem planları hazırlanmalı, bilim ışığında radikal kararlar alınmalı” ifadelerini kullandı.
YERALTI SULARI TÜKENME NOKTASINDA
Yağışlardaki yetersizlik nedeniyle tarımsal sulamanın büyük ölçüde yeraltı sularına yöneldiğini belirtilen açıklamada resmiverilere göre 35 bin ruhsatlı kuyuya yaklaşık 2 milyar m³ su tahsis edildiğini, ancak 100 binin üzerinde ruhsatsız kuyudan her yıl 10 milyar m³’ün üzerinde su çekildiğini vurguladı. Bu durumun yeraltı sularının hızla tükenmesine yol açtığını belirtirerek “Mayıs ayında yapılan ölçümler ile kuraklığın zirveye çıktığı ağustos ayındaki ölçümler arasında bazı kuyularda 20-25 metreyi bulan su seviyesi düşüşü görüldü. Bu tablo yeraltı suyunun da dibine yaklaşıldığını gösteriyor”
BEYŞEHİR GÖLÜ DE KURAKLIĞIN PENÇESİNDE
Türkiye’nin en büyük tatlı su kaynağı olan Beyşehir Gölü’nün de ciddi bir küçülme yaşadığına dikkat çekilen açıklamada, gölün hem ekosistem hem de Konya Ovası’nın sulama ihtiyacı açısından stratejik öneme sahip olduğunun altı çizildi.“Türkiye’nin üçüncü büyük gölü ve en büyük tatlı su kaynağı olan Beyşehir Gölü, Konya ve Isparta illerinde yer almakta ve Göller Yöresi’nin en önemli ekosistemlerinden birini oluşturmaktadır. Toros Dağları, Erenler Dağı, Sultan ve Anamas Dağları ile çevrili tektonik çukurlukta bulunan göl;hem bölge halkının yaşam kaynağı hem de Konya Ovası’nın sulama ihtiyacı açısından stratejik bir öneme sahiptir.Maalesefböylesine önemli bir kaynağımız olan Beyşehir gölü de bu süreçten nasibini almıştır. Beyşehir Gölü ciddi oranlarda küçülmüş, su seviyesi oldukça gerilemiştir.” diye konuştu.
60 YILLIK VERİLER TEHLİKEYİ ORTAYA KOYUYOR
TMMOB İKK, 1964-2024 yılları arasında yapılan meteorolojik ölçümlere dikkat çekerek şu bilgileri paylaştı: “Konya Kapalı Havzası için 1964 – 2024 yılları arasında yağış, sıcaklık ve nispi nemin meteorolojik verilerine baktığımızda 60 yıllık ölçümler iklim değişikliği ve kuraklığın ne denli büyüdüğünü bizlere göstermektedir. Yıllık yağış ortalaması geçen 60 yılda 50-60 mm azalmış, sıcaklık ağustos ayı için 60 yılda 5 oC artmış, yağış için büyük önem taşıyan nispi nem oranı yüzde 15-20 oranında azaldığı gözlemlenmiştir. Bu veriler ışığında 60 yıllık eğilim eğrisi kuraklığın daha da derinleşerek ilerleyeceği bilgisini bizlere vermektedir. Bu anlık durum ve verilerin bizi yanıltmasına
izin vermemeliyiz. Mevsimsel kuraklık, çok az yağışın alındığı, karın hiç yağmadığı, sıcaklığın sürekli arttığı bir seri olarak beklenemez. Elbette süreç içerisinde inişli çıkışlı durumlar söz konusu olacaktır. Fakat bilimsel verilerde genel eğilim ne yazık ki kuraklığın daha da derinleşerek ilerleyeceği yönündedir.”
‘BEYŞEHİR BELEDİYESİ İLE ORTAK ÇALIŞMA YAPMAYA HAZIRIZ’
TMMOB İKK , geçtiğimiz günlerde meslek odalarının başkanları ile birlikte Beyşehir Belediye Başkanı Adil Bayındır’ı ziyaret ettiklerini, gölün kurtarılması için istişarelerde bulunduklarını açıkladı. “ Geçtiğimiz günlerde TMMOB Konya İKK bünyesinde yer alan meslek odalarının yönetim kurulu başkanları ile Beyşehir Belediye Başkanı Sayın Adil Bayındır’ı ziyaretimiz esnasında Beyşehir gölünün kurtarılması için istişarelerde bulunduk. Bilimsel veriler ışığında Konya Kapalı havzasının felakete sürüklenmesinin önüne geçilmesi, Beyşehir Gölünün kurtarılması adına acil eylem planları hazırlanılması hususunda sayın Başkanımızla hemfikiriz. Bu bağlamda önleyici ve denetleyici radikal müdahale ve takip süreçlerinin oluşturulması, elde kalan yeraltı ve yerüstü suyunun ekonomik kullanılması adına önemli ilk adım olacaktır. Ayrıca Beyşehir gölünü korumak ve kurtarmak adına Beyşehir gölünü besleyecek yeni besleme kanallarının projelendirmesi başta olmak üzere Konya Kapalı havzasında yüzey sularını besleyecek yeni ve büyük projeler geliştirilmelidir. Beyşehir Gölü çevresinde, göle doğrudan akmayan ancak kolaylıkla aktarılabilecek güçlü su kaynakları bulunmaktadır. Derebucak-İbradı bölgesinde bulunan kaynağın, mevcut baraj ve tüneller aracılığıyla göle ulaştırılması mümkündür. Bu yöntem, Manavgat Çayı’ndan su basılmasına göre çok daha düşük maliyetlidir. Bir başka alternatif su kaynağı olarak da Anamas Dağları’nda denize akan suların belirli bir kısmı, doğal denge korunarak göle yönlendirilmesi değerlendirilebilir. “
‘KATKI VERMEYE HAZIRIZ’
Açıklama şu sözlerle son buldu:, “ Bilimin ışında yapılacak tüm bu proje ve çalışmaların Konya Kapalı havzamızı ve Beyşehir Gölümüzü kurtaracağına inancımız tamdır. TMMOB İl Koordinasyon Kurulu Konya İl Sekreteri Ahmet Övet ve mimar, mühendislik ve Şehir Plancıları odası başkanları olarak bu projelere her türlü katkı ve desteği vermeye hazır olduğumuzu kamuouyuna saygılarımızla ifade etmek isteriz.”