2040'ta bekleniyordu ama...

TEKİRDAĞ Namık Kemal Üniversitesi'nden (NKÜ) Prof. Dr. Fatih Konukcu, Trakya'da 2030 ve 2040'larda yaşanması beklenen kuraklık ve sıcaklık artışının 2020'li yılların ortalarında yaşanmaya başlandığını söyledi

Türkiye genelinde iklim değişikliği, aşırı sıcaklar ve yetersiz yağışlar nedeniyle meydana gelen kuraklık, son 3 yıldır etkisini göstermeye devam ediyor. Kuraklıktan en çok etkilenen, tarım ağırlıklı geçimin sağlandığı Trakya'da da yer altı su ve yer üstü su kaynaklarında düşüşler yaşanıyor. NKÜ Ziraat Fakültesi Biyosistem Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Konukcu, Trakya'nın 2030 ve 2040'larda yaşaması beklenen kuraklık ve sıcaklık artışını, 2020'li yılların ortalarında yaşamaya başladığını belirtti. Prof. Dr. Konukcu, "İklim değişimiyle ilgili 2000'li yıllarda yaptığımız çalışmalarda, 2020'li yıllarda 0,3 santigrat derece veya 2030'ların sonuna doğru 0,9 santigrat derece sıcaklık artışı meydana geleceğini öngörmüştük. Yağışlarda çok büyük artış olmasa da ilkbahar ve yaz yağışlarında artış bekleniyordu. Avrupa ülkeleriyle kıyaslandığı zaman Türkiye daha fazla etkilenecek ama Trakya; Türkiye içerisindeki en az etkilenecek bölge olarak belirlemiştik. Ancak son yıllarda bunun tam tersini yaşadık" diye konuştu.

'ORTALAMA 2 SANTİGRAT DERECE ARTIŞ YAŞIYORUZ'

Trakya'nın çok ciddi kuraklık yaşadığını söyleyen Prof. Dr. Fatih Konukcu, "Şöyle ki iklim değişimi olmadan veya meydana gelmeden önceki verilere baktığımız zaman yağış 570 milimetre civarında, sıcaklık 13,8 - 14 santigrat derece civarındaydı. Ondan sonraki iklim değişiminin başladığı 30 yılda, yani 1990 ile 2020 yılı arasında sıcaklık yine fazla olmadı. Yağışlarda önemli bir değişiklik meydana gelmedi. Ancak 2015 yılından sonra son 10 yılda sıcaklık değişimi, iklim değişiminden önceki döneme göre 1,62 santigrat derece arttı Trakya bölgesinde. 2030'larda, 2040'larda yaşanması gereken kuraklık ve sıcaklık artışını 2020'li yılların ortalarında yaşamaya başladık maalesef. Şu anda 2 santigrat dereceye bir ortalama artış yaşıyoruz Trakya bölgesinde. Burada yağış olarak da yaklaşık 140 milimetrelik bir azalma var" ifadelerini kullandı.

TRAKYA BÖLGESİ BÜYÜK SU STRESİ YAŞIYOR

Yaşanan sıcaklık artışı ve yetersiz yağışın Trakya bölgesinde ciddi su krizlerine neden olduğunu değerlendiren Prof. Dr. Konukcu, "Şu anda çok ciddi su krizi yaşamıyor gibi bir durumdayız ama bunun sebebi yer altı sularının kendi potansiyelinin, yenilenebilir potansiyelinin üzerinde kullanıldığı için bu sıkıntıyı yaşamıyoruz. Suya sıkıştığımız zaman hemen bir sondaj açıyoruz dolayısıyla suyu, krizi salıyoruz. Ama aslında Trakya'da gerçekten şu anda yer altı suyuyla başlayacak olursak büyük stresin yaşandığı su kaynaklarından bir tanesi Trakya bölgesinde. 500 milyon metreküp civarında yıllık su potansiyeli ama şu anda 650 milyon metreküp su çekiliyor. Bunun yarıya yakını şehirler, yarıya yakın da sanayi. Bir kısmı da hatta üçe bölebiliriz bunu. Üç sektör de kullanıyor bu suyu" dedi.

'SUYUN İHTİYAT AKÇESİ GİBİ KULLANILMASI GEREKİR'

Prof. Dr. Konukcu, 400 milyon metreküpten fazla su kullanılmaması gerektiğini söyleyerek, "Dolayısıyla bu suyun ihtiyat akçesi gibi kullanılması gerekir. Olur ki çok daha ileriki yıllarda art arda gelen kuraklıklar nedeniyle sanayi, şehirlerde ve tarımda gıda güvencesini sağlamak için çok acil durumlarda kullanılması gereken bir suyu biz sıkıştığımız anda ve en kolay bir şekilde kullanıyoruz. Bundan vazgeçmemiz gerekir. ‘Bundan nasıl vazgeçebiliriz’ sorusu akla geliyor o zaman. Şöyle ki; tarımda bir kere su kullanım randımanı çok düşük, yüzde 50'ler civarında. Bunu yüzde 70'e çıkarmış olsak, yüzde 20 toplamda büyük bir miktar su tasarrufu yapmış oluyoruz. Bunun tasarruf etmenin yolları bir aslında. Hem sulama sistemlerini hem sulama teknolojilerini yenileyerek ve bitkiye ihtiyaç duyduğu dönemde ihtiyaç duyduğu kadar su vererek, sulama sistemlerini modernize ederek, çiftçileri eğiterek bunu başarabiliriz" diye konuştu.

'İHTİYAÇ OLMAYAN DÖNEMDE SU DEPOLANABİLİR'

Şehirlerdeki kayıp kaçak oranının yüzde 40'lara vardığını söyleyen Prof. Dr. Fatih Konukcu, şöyle konuştu:

"Bu ortalama bir rakam, şehirlere göre elbette değişebilir ama genelde böyle olduğunu biz biliyoruz. Dolayısıyla bunu yüzde 20'lere düşürmüş olsak, oradan da çok büyük bir kazanç sağlayabiliriz. O da bizi bir artı sağlar. Sanayide ise özellikle son yıllarda ıslak sanayi kollarına izin verilmiyor ama sanayide de yer altı suyundan daha ziyade yüzey su kaynaklarına yönelmesi gerekiyor. Yüzey su kaynaklarının büyük bir kısmı kirli ve kirlenmiş durumda. Her ne kadar ciddi önlemler alınmış olsa da hala kirli. Bunların en kısa zamanda temizlenmesi, projelerin tamamlanması ve yarım kalan baraj ve gölet inşalarının en kısa sürede gerçekleştirilmesi gerekiyor. Trakya bölgesinin bir avantajı 1500 civarında gölet ve baraj yapılabilir. Yeni yatırımlara, altyapı yapılarına yönelmek gerekiyor. Meriç suyu bizim için belki can suyu olabilir. Bu su ihtiyaç duyulmayan dönemde, suyun bol olduğu dönemlerde iç havzalara güneş enerjisi veya rüzgar enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla depo edilmesiyle birlikte yer altı suları en az yüzde 50 kullanımı azaltılabilir ve su stresi de önlenmiş olabilir Trakya bölgesinde.”

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri