"Deprem için 1 trilyon lira kaynak ayrıldı"

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Sadece bu seneki bütçemizde 762 milyar lira deprem için para ayırmış durumdayız. 2024 için 1 trilyon 28 milyar lira para ayırdık."

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Cumhurbaşkanlığı ve Cumhurbaşkanlığına bağlı, ilgili ve ilişkili kurum, kuruluşların 2024 yılı bütçeleri üzerindeki görüşmelerde milletvekillerinin soru ve eleştirilerini yanıtladı.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne yönelik eleştirilerle ilgili konuşan Yılmaz, dünyada pek çok yönetim sisteminin bulunduğunu, bu sistemlerin demokratik olup olmaması, vatandaşlara hizmet edip etmemesinin önem taşıdığını anlattı.

Her sistemde mutlaka eksik bulunabileceğini dile getiren Yılmaz, "Önemli olan toplumun hangisini tercih ettiği ve ne kadar iyi kullandığıdır." diye konuştu.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne atfedilen sorunların önemli bir kısmının neden-sonuç ilişkisinden kopuk olduğunu ifade eden Yılmaz, "Pandemi yaşamışız, jeopolitik gelişmeler olmuş, dünyada farklı bir dönemden geçmişiz, dünyanın ortalama büyümesinin düştüğü, sıkıntılı olduğu bir dönemi sanki Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi bu sonuçları üretmiş gibi ortaya koymak, neden-sonuç ilişkileri açısından son derece problemli diye düşünüyorum." değerlendirmesini yaptı.

Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası yapılan çalışmalarla ilgili bilgi veren Yılmaz, şöyle konuştu:

"Hak sahipliği çalışmalarımız geçtiğimiz günlerde aşağı yukarı tamamlandı. Bir yargı süreci var, itiraz edenler oluyor ama idari anlamda hak sahipliği süreci tamamlandı. 450 bin civarında konut anlamında bir hak sahipliği ortaya çıkmış görünüyor. 200 bin civarında ihale yapıldı zaten TOKİ kanalıyla. 200 binin üzerinde de yerinde dönüşüm için başvuran vatandaşımız var. 70-80 bin de kırsalda inşa edeceğimiz ve muhtemelen daha hızlı bir şekilde yapacağımız konutlar var. Bunlara baktığımız zaman hak sahipliği ile yapılan çalışmaların aşağı yukarı örtüştüğünü görüyoruz. Eksikler çıkarsa uygulamada ilave birtakım ihaleler de yapılır."

"GAP'ın öncelikli bir proje olduğunu görmemiz lazım"

Yılmaz, yeni konutların teslimatının başlayacağını, bu teslimatların her ay artarak devam edeceğini dile getirerek, "Sadece bu seneki bütçemizde 762 milyar lira deprem için para ayırmış durumdayız. 2024 için 1 trilyon 28 milyar lira para ayırdık. Niye bütçe açığımız yükseldi? İşte bundan dolayı yükseldi. Bu yılki deprem harcamalarımız milli gelirin yüzde 3'ü civarında yani 6,4'lük açığın 3 puanı deprem harcamasından kaynaklanıyor." dedi.

Deprem hariç bakıldığında bütçe açığının milli gelire oranının oldukça iyi bir seviyede olduğunu belirten Yılmaz, bu yıl ve gelecek yıl yükün ağır olacağını ancak 2025'ten itibaren Türkiye'nin farklı bir döneme gireceğini söyledi.

Yılmaz, deprem harcamalarının bütçede yapısal bozulmaya yol açmadığını, yatırım niteliği taşıdığını kaydetti.

"Gençlere ilişkin çalışmaların" sorulması üzerine Yılmaz, en son Aile ve Gençlik Fonu'nun TBMM tarafından kabul edildiğini, genç istihdamını desteklediklerini, evlilik ve prim desteği verdiklerini anlattı.

Yılmaz, "GAP sulama kanallarının yapımıyla" ilgili soru üzerine, "Büyük oranda sulama kanallarını, barajları bitirdik. Diyarbakır'daki Silvan Barajı da biterse sulama kısmı da büyük oranda tamamlanmış olacak. GAP'ın öncelikli bir proje olduğunu görmemiz lazım. Özellikle halkımızın daha fazla ve ucuz gıdaya erişimi konusunda GAP'ın çok büyük faydalarının olacağına inanıyorum." dedi.

"Bizim, Kürtçe ile bir derdimiz yok"

"Diyanet İşleri Başkanlığının Kürtçe yayın yapıp yapmadığının" sorulması üzerine Yılmaz, şunları kaydetti:

"Bizim, Kürtçe ile bir derdimiz yok. Eskiden tabu olabilir bu konular. İnsanın zihni, gerçeklerden daha inatçı. Gerçekler daha hızlı değişiyor ama zihnimizdeki algılar, bunu bir süre sonra takip ediyor. Kürtçe ile ilgili geçmişte tabular vardı. Özellikle 12 Eylül sonrası neler yaşandığını biliyoruz. Bugün geldiğimiz noktada 24 saat yayın yapan TRT Kurdi resmi kanalı var. Diğer özel kanallar serbest. Enstitüler var. Propaganda imkanı var, yayınlar, kitaplar var. Çok eski dönemin tartışmalarını halen yapıyor olmamız, o eski dönemin tortusu gibi görülmeli. Kürtçe ve Türkçeyi birbirinin rakibi gibi görmüyoruz. Türkçe bizim resmi, ortak dilimiz. Dolayısıyla burada bir problem görmüyoruz. Kürtçe veya buna benzer kimlik meselelerini siyasal ideolojik araca dönüştürerek kimlik siyaseti yapmayı doğru bulmuyoruz."

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Ekonomi Haberleri