Selçuk Öztürk’le ekonomi dışında yaşama dair
Sami Gediz: Selçuk Bey pandemi sürecini yaşıyoruz 2 yıldır. Herkes için zorlu bir dönem. Bu süreci nasıl geçirdiniz?
Selçuk Öztürk: Bulunduğumuz görevler ve iş dünyası olarak kapanmaya müsait olmayan insanlarız. Toplumsal görevleriniz var. Pozitif durumum oldu. Elhamdülillah ağır geçmeyen bir Kovid 19 atlattım. Dünya ve Türkiye için zor. Bitmesini arzu ediyoruz.
Sami Gediz: Kovid-19 aşısı oldunuz mu?
Selçuk Öztürk: Aşı oldum. Bu konu tartışılıyor. Ben bilim insanı değilim. Aşı olun diyecek kadar bilim insanı değilim. Ama herkes bununla ilgili fikir sahibi. Fakat bu bilimin konusu. Aşıyı tavsiye ediyorum. Ben aşı olarak kendimi korumuyorum sadece, seni de koruyorum. Bilime güveneceğiz.
Sami Gediz: Mevcut görevlerinizin yanında KTO Karatay Üniversitesinin mütevelli heyet başkanısınız. Başarılısınız. Kendi gençliğinizi anımsarsanız ve bugünkü gençliği gözlemlerseniz, onlara ne tavsiye edersiniz? Hayat yolculuğunuzda gençlerle paylaşacağınız anınız nedir?
Selçuk Öztürk: Her devrin gerçeği var. Her dönemin kendi imkanları, zorlukları ve kolaylıkları var. Bizim yaş gurubu ‘bizim zamanımız şöyle zordu şartlar, böyle kötüydü’ der. Öyle değil. Ben tavsiye verecek biri değilim, öyle şeyleri de sevmem. Ama muhakkak çalışmak, gayret etmek gerekiyor. Kendimizi de vakit ayıracağız. Sosyal çevremizi ihmal etmeyeceğiz. İkincisi iyi niyetli olmalısınız. İyi niyetli olmadan da başarı elde edilebilir. Ama bu balon gibi olur. Yükselir ve düşer. İyiniyetli çalışma, başarının sürdürülebilir olmasını sağlıyor. En önemlisi belki sevdikleri işle uğraşmaları. Kendilerini iyi tanımaları gerekiyor. Kendinizi iyi tanıyıp dönem dönem kendinizle hesaplaşabilirseniz iyi olur. Benim el kabiliyetim çok zayıftır. Herhangi bir aleti tamir edemem. Kötü mü? Ne kötü ne iyi. Allah beni böyle yaratmış. Cenabı-Allah bana onu az vermişse, mutlaka başka şeyleri fazla vermiştir. O zaman ben o yöne yönelmeliyim. Koku ve tat duyum az benim. Benden gurme çıkar mı? Çıkmaz tabi.
Sami Gediz: Şundan vazgeçemem dediğiniz bir şey var mı?
Selçuk Öztürk: Çok özel bir soru oldu. İnsan ailesinden, çocuğundan vazgeçemez. Ama Allah öyle de imtihan ediyor. İnsanların mecbur kaldığında hiç vazgeçmediği şeylerden vazgeçtiğini gördüm. Cenabı-Hak beni çok zor vazgeçeceklerimden imtihan etmesin seni de kimseyi de imtihan etmesin.
Sami Gediz: Sayın başkan marka bağımlılığınız var mı? Herhangi bir takım elbise, saat, ayakkabının belli bir markadan olmasının ister misiniz?
Selçuk Öztürk: Saat arada bir kullanıyorum markası önemli değil. Kıyafet, araba, beyaz eşya hiçbir üründe marka takıntım yok.
Sami Gediz: Tatil konusunda özellikle bir mekan seçiyor musunuz?
Selçuk Öztürk: Tatile gitmiyorum ki, denize gitmiyorum. Yani ne olacak, sabah denize gireceğiz, öğlen uyuyacağız. Sonra yine denize gireceğiz. Hep aynı şey. Sıkılırım ben. Ailemle gezmeye gidiyoruz. Kültür gezileri oluyor. Uzun süreli gidemiyorum zaten. Errmenek, Hadim, Taşkent… O bölgeyi 2-3 gün gezdim. Karadeniz turu da yaptım 3-4 gün. Ama bir hafta gideyim, yatayım, dinleneyim. Sıkılıyorum. Bir hafta dünyanın en lüks yeri de olsa, oradan da sıkılırım.,
Sami Gediz: Beğendiğiniz, dinlediğiniz bir müzisyen var mı?
Selçuk Öztürk: Hiç müzik dinlemem. Yani bunu okuyanlar ot gibi adam diyecekler. Gençliğimden dinlediğim sanatçılar var. Onlar da sağ değil. Yaşımız da ortaya çıkıyor. Bir soruyla her şeyi mahvettin.
Sami Gediz: Anlaşılıyor ki iş koliksiniz. Kendinizi de pek vakit ayıramıyorsunuz. Neler yapıyorsunuz boş vakitlerinizde.
Selçuk Öztürk: Kaliteli maçları izliyorum. İyi belgesel izliyorum, Arada çoluk çocuk takılıyorum. Bahçe ile ilgileniyorum. Onlara vakit ayırıyorum.
Sami Gediz: Çok güzel ve renkli muhabbet oldu. Güler yüzünüz için teşekkürler. Konya Gündem okurlarını neler söylemek istersiniz?
Selçuk Öztürk: Her zaman güzel çalışmalara imza attınız. Konya Gündem’i takip ediyoruz. İnşallah hem şehrimiz hem de ülkemiz için başarılı çalışmalar yaparsınız
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.