"Mucit olacaktım ama kader bizi hukukçu yaptı"
Sami Gediz: Konya’nın Ahmet abisi olarak tanıyoruz sizi. Yıllardır hem bürokraside hem avukatlık mesleğinde hem de siyasette önemli görevlerde bulundunuz. KOSKİ Genel Müdürlüğü, AK Parti İl Başkanlığı, AK Parti Genel Başkan Yardımcılığı ve Milletvekilliği süreçleri oldu. Meslek hayaliniz neydi? Nasıl bir gençlik yaşadınız?
Ahmet Sorgun: Doğrusu ben makine mühendisi olmak istiyordum. Aldığım puan hepsine yetiyordu. Makineleri çok seviyordum. Oyuncaklarımızı kendimiz yapardık. 1977’de üniversiteye girdim. Nevzat Arabacı hocam çağırdı. Allah rahmet eylesin. “Memleketin kurtulması lazım. Ya siyasal, ya hukuk tercih edeceksin. Ya hakim, ya savcı, ya avukat, ya kaymakam olacaksın” dedi. Ben de hukuku bitirdim. Hakimlik stajı yaptım. Hakimlik yapamadım. 12 Eylül sürecinde Uğur Mumcu’nun ifadesiyle ‘sakıncalı piyade’ oldum. Gençliğimiz ideolojik tartışmaların çok yoğun olduğu bir dönemdi. Bu durumun kazandırdıkları ve kaybettirdikleri oldu. Bir dava bilinci kazandırdı neslimize. Hep mücadele içinde geçti gençliğimiz. Ülkemiz bir daha öyle badirelere düşmez inşallah.
Sami Gediz: Evlilik süreciniz nasıldı? Görücü usulüyle mi evlendiniz mi?
Ahmet Sorgun: Evet o günkü şartlarda, görücü usulü ile evlendik. Komşumuzun kızıydı. Elhamdülillah 41 yıldır evliyiz. Sabır, sebat, sevgi, saygı önemli. Bu dönemde ‘kullan at’ zihniyeti gelişti. Bardağı, tabağı, kaşığı kullan at. arkadaşı kullan at. Bizim neslimiz biz plastik tabağı, pet bardağı kullanıp atamayız. Bu Allah’ın bir emaneti. Kainat alarm veriyor. Ne kadar az tüketirsek o kadar dünyaya katkıda bulunmuş oluruz. İhtiyaçlar değil, ihtiraslar sınırsız. Dünya hepimize yeter, yeter ki adil paylaşalım.
Sami Gediz: Evde yemek yapar mısın?
Ahmet Sorgun: Zaman zaman katkı veririm, Çayı demlerim. Yemeğe yardım ederim. Dünyanın en iyi yemeği, eşimin yaptığı yemek. Eşim o yemeğe sevgisini koyuyor. En pahalı yemeklerde bu sevgi yok.
Sami Gediz: Kendinize vakit ayırıyor musunuz, Denize gider misiniz?
Ahmet Sorgun: Vakit Allah’ın bir nimeti. Allah kendi yolunda olanların vaktini bereketlendirir. İnsan ailesine vakit ayırmalıdır. Siyasetçiler için ‘parası pul, halısı çul, hanımı dul’ derler. Siyasetçi evine az gider ama her şeyin dengesi olmalı. Planladığınızda her yere yetişilir. Siyasetçinin pek tatili olmaz. 10 yıldır denize gitmişliğim yok. Senede 3-4 gün çadırımı alıp ormanda kalırım. Birkaç arkadaşla daha doğal geliyor çadır kampı.
Sami Gediz: Müzikle aranız nasıl. Hangi tür müzikleri seversiniz?
Ahmet Sorgun: İlkokulda müzikten zor geçtim. Ortaokulda müzik dersi takdir almama engel olurdu. Ama en çok kanun, ney, keman ve ut taksimleri çok dinlendirici oluyor. Ben icracı değilim, dinleyicimdir.
Sami Gediz: Bir şey icat etmek isterseniz neyi icat edersiniz?
Ahmet Sorgun: Makine mühendisi olmak istiyordum. 1968’de öğretmenim ilkokulda bulaşık makinesinden bahsetti. O da görmemiş okumuş. Türkiye’de yok. Ben hayal ettim. Kuyulu evimiz var. Temiz su ve sabunlu su ile çıkrıklarla bulaşık makinesini yapmıştım. Kısmet ne istediğimiz değil, kaderimizin ne çizdiği. Mutlaka bir şey icat edeceğime inanıyordum ama kader bizi hukukçu yaptı.
Sami Gediz: Bu da güzel oldu. Ülkeye hizmet ediyorsunuz.
Ahmet Sorgun: Aslında matematik formülüm de var. 2 yıl önce Selçuk Üniversitesinde uluslararası matematik kongresinde sundum. Karesi bilinen bir sayı ile diğer sayının karesini bulma formülü. Noter onaylı patenti bana ati.
Sami Gediz: Çok güzel bir söyleşi oldu. Teşekkür ederiz. Konya Gündem okurlarına, neler söylemek istersiniz?
Ahmet Sorgun: Bu ülke hepimizin. Hepimiz sorumluluk almalıyız. Ülkem bana ne verebilir değil, ben ülkeme ne katkı sağlayabilirim diye düşünmeliyiz. Böyle olunca bambaşka bir Türkiye olacaktır. Ben teşekkür ederim. Yayınlarınızda başarılar dilerim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.