Elazığ da afet bölgesine dahil edildi
Çelik, parti genel merkezinde, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı devam ederken açıklamalarda bulundu.
Depremlerde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, millete başsağlığı dileyen Çelik, ilk depremin ardından AK Parti MYK ve MKYK üyelerinin, milletvekillerinin, teşkilat mensuplarının bölgede görev aldığını belirtti.
Çelik, MYK'nin, afet illerinde görev yapan parti yöneticilerinin sundukları raporların yanı sıra genel olarak depremle ve afetle ilgili mücadelenin ve vatandaşların taleplerinin değerlendirilmesi konusunda tek bir gündemle toplandığını ifade etti.
Yaraları sarmaya, çadır bölgelerinde misafir edilen vatandaşların ihtiyaçlarını gidermeye gayret ettiklerini dile getiren Çelik, aynı şekilde depremin ortaya çıkardığı bir sürü etkiyle mücadelenin koordine edilmesine de katkı vermeyi sürdürdüklerini söyledi.
Depremlerden etkilenen il sayısına işaret eden Çelik, "Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla Elazığ, depremden etkilenmesi bakımından, 11'inci il olarak, afet bölgesi olarak değerlendirilecektir." diye konuştu.
Depremin meydana geldiği andan itibaren devletin ve vatandaşların tüm imkanlarıyla gayret sarf ettiğine dikkati çeken Çelik, "Altı vatandaşımızdan birisi depremden doğrudan etkilendi ve vatandaşlarımızın tamamı bir şekilde bu depremden etkilendi. 35 binin üzerinde vatandaşımız hayatını kaybetti, hepsine Allah'tan rahmet diliyoruz." şeklinde konuştu.
Enkazdan sağ kurtarılan vatandaşlardan her birinin, bir sevinç sebebi olduğunu ancak hayatını kaybedenlerin acısının uzun yıllar yaşanacağını vurgulayan Çelik, "Cumhurbaşkanı'mızın talimatıyla bir hafta milli yas ilan edildi. Kuşkusuz bu yas, yıllar boyunca, sonsuza dek kalbimizde olacak." dedi.
Çelik, dünyadaki önemli kurumların da değerlendirmelerine göre, bölgede son 100 yılda yaşanan en büyük doğal afetle karşı karşıya olunduğuna işaret etti.
Genel afet bölgesi olarak ilan edilen illerde, vatandaşları kurtarma çabası başta olmak üzere yoğun bir faaliyetin icra edildiğini belirten Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dışarıda kalan vatandaşlarımızın ihtiyaçlarının giderilmesi açısından da devletin ve milletin bir seferberlik halinde nasıl bütünleşerek bu yardımlara koştuğunu hep beraber görüyoruz. AFAD, emniyet, jandarma, kahraman silahlı kuvvetlerimiz, UMKE, ambulans ekipleri, gönüllüler, yerel güvenlik, yerel destek ekipleri, her kesimden vatandaşımız, gönüllü sivil toplum kuruluşları bir şekilde bu depremle mücadelenin bir parçası olmaya ve yaraları sarmaya gayret eden birçok vatandaşımız bu mücadeleyi veriyor. Her türlü maddi manevi destek çabası gösteren herkese şükranlarımızı sunuyoruz. Bu büyük bir kuvvetle, büyük bir koordinasyonla afetle mücadele bu şekilde sürdürülmeye çalışılıyor."
"Bir tedirginlik yayılıyor"
Bazı vatandaşların, depremde yaralanan ve ailesi henüz bulunamayan çocukların durumunu merak ettiğini aktaran Çelik, bu çocukların hepsinin devletin koruması altında olduğunu bildirdi.
Bu çocukların sahipsiz ya da tek başına bırakılmasının söz konusu olmadığını dile getiren Çelik, "Bu çocuklarımızın güven altında olduğunu ifade etmek isterim." dedi.
Hastanelerdeki çocuklara bazı vatandaşların gönüllü annelik yaptığını anlatan Çelik, güvenlik güçlerinin de çocukların korunması için tüm tedbirleri aldığını ifade etti.
AK Parti Sözcüsü Çelik, "Sık sık, 'Şu bölgede, şu zaman içinde deprem olacak' denilerek vatandaşlarımızın hasarlı olmayan binalara girmesini bile engelleyen bir tedirginlik yayılıyor. Bilim adamlarımız da söylüyor, hiç kimsenin 'Şu saatte, şurada deprem olacak' diye elinde kesin bilgi mevcut değil. O sebeple herhangi bir şekilde hasarlı olmayan, 'sağlam' denilen binalarla ilgili olarak bu kaygının olmaması gerekir. İkide bir ortaya çıkarılan bu söylentilere de itibar edilmemesi gerekir." dedi.
"Kötü niyetlerinin farkındayız"
Devletin bütün kurumlarının, çeşitli partilerden belediyelerin, sivil toplum örgütlerinin AFAD koordinasyonundaki çalışmalara destek verdiği oranda eldeki imkanların verimli şekilde kullanıldığını aktaran Çelik, böylece ulaşılabilecek yerlere doğru şekilde ulaşılabildiğini belirtti.
Devletin afetle mücadele konusundaki uzmanlaşmış kurumların koordinasyonunda çalışmaların yürütülmesinin önemli olduğunu vurgulayan Çelik, çalışmalara katkı verenlere teşekkür etti.
Çelik, şunları kaydetti:
"Hırsızlık ya da yağma gibi olayların, büyük tabloya, büyük afet bölgesine bakıldığında bunların münferit olduğunu ifade etmek gerekiyor. Sanki bütün sahadaki gerçeklik buymuş gibi bir algı üretilmeye çalışılıyor, bu doğru değil. Burada, sahada, büyük alanda, büyük afet alanında görülen şey, herkesin birbirinin yardımına koştuğu bir dayanışma, herkesin yaraları hızlı sarmak için gösterdiği gayret ama yağma söz konusu olduğunda vatandaşlarımızdan istirhamımız şudur, hiç kimse kendisi müdahale etmesin, muhakkak suretle güvenlik güçlerimize haber versinler. Güvenlik güçlerimiz zaten onları adli mercilere teslim edecektir. Türkiye'de bir hukuksuzluk varmış gibisinden bir tablonun oluşması söz konusu değil. Esas olan şey, başı bozukluk değil koordinasyondur. Esas olan şey, herhangi bir şekilde güvensizlik değil güvenliğin her alanda sağlandığı bir ortamdır. Esas olan şey, bir dağınıklık, kaos ya da anarşi değil koordinasyonun her alanda daha da artırılması için gösterilen gayrettir. Bir de şöyle bir şey oluyor, bazı yabancı ekiplerin ağzından, sosyal medya üzerinden 'Türkiye'de bazı grupların birbirine karşı bir saldırı ve şiddet organizasyonu içerisinde olduğu', 'Türkiye'nin içerisinde iç çatışma söz konusuymuş' gibi... Afet bölgesinde olan bütün arkadaşlarımız biliyorlar ki bunların hepsi yalan. Böyle bir şey yok. Orada tam bir kardeşlik, tam bir dayanışma var. Türkiye'de böyle bir tablo varmış gibisinden resim çizmeye çalışanların kötü niyetlerinin de farkındayız. Bununla ilgili tedbirler de alınıyor, biz de kendi takibimizi yapıyoruz."
Büyük yalanlardan bir tanesinin eski bir siyasetçi tarafından ortaya atıldığını, "Sınır kapıları açılmış Hatay'a daha çok Suriyeli geliyormuş." denildiğini aktaran Çelik, "Bu kadar vahşi, sorumsuz, gayriahlaki bir açıklama yapılabilir mi?" dedi. Çelik, böyle bir şeyin söz konusu olmadığını vurguladı.
O tarafa uluslararası örgütlerin yardım götürmesiyle ilgili kapının açık olduğunu, Türkiye'nin yaralarını sararken uluslararası örgütlerin yardımlarını memnuniyetle kabul ettiğini dile getiren Çelik, "Ama tam da bu ortamda 'Daha çok mülteci alınıyor.' ya da 'Sınırlar delik deşik, oraya daha çok Suriyeli geliyor.' gibisinden bir yalanın yayılması son derece vahşi, sorumsuz bir yaklaşım." diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.